Sayfayı Yazdır

Kur’ân Mucizesi “Ekber”iyet

“Yeni Çağ’a girdik” demiştim önceki yazımda… Nedir bu “Yeni Çağ”?

Eşsiz muhteşem insan Muhammed (aleyhisselâm)’ın uyarılarından birinde yer alan bir gerçeğin, günümüz bilim dünyası tarafından keşfi…

Risâlet Nûru’nun, yeniden, bir sürü insan tarafından değilse de, düşünme kapasitesine sahip bilinçlerce değerlendirilmesi sürecinin başlaması…

Üzerinde yaşadığınız mekân, bu bildiğiniz Dünya olmayıp da, örneğin, DNA zincirini oluşturan moleküllerden birinde yer alan sayısız atomlardan biri olsaydı… Acaba uzayınız ve evreniniz neresi olacaktı, bunu hiç düşündünüz mü?

Bilim, bazı gerçekleri fark ederken, acaba bir algılama hatası oluşturacak şekilde de düşüncelerimize yön veriyor mu?

Size bunu anlatmaya çalışacağım bu yazımda… Ayrıca, KUR’ÂN-I KERÎM isimli bilgi kaynağını anlamada çok önemli bir kod çözücü anlayışı açıklamaya çalışacağım.

Biraz daha açayım bu konuyu…

Bahsettiğim YENİ ÇAĞ, “EKBERiyetin ne olduğunun fark edilmesi çağıdır!

İnsanların, hayallerinde yaratılmış “tanrı kavramının” boş bir zan olduğunun kavranılması…

Tanrıbilimci (ilâhiyatçı) ve din adamlarının halkı şartlandırdığı şekilde, yukarıda, gökte, yanına gidilecek ya da belirli zamanlarda huzuruna çıkılacak bir tanrının var olmayıp…

Yalnızca, “EKBER” olan ve “ALLÂH” adıyla işaret edilenin söz konusu olduğu gerçeğinin fark edilme çağıdır bu yeni çağ!

Bilim, aklı başında insanlara bu realitenin yolunu açmaktadır.

Deccaliyet, insanları, ötelerde bir tanrı anlayışına sürüklerken her türlü yayınla… (Deccal’in, insanlarda yerleşmiş tanrı kavramı sonrasında, kendisinin bir tanrı olduğunu iddia ederek insanların kendisine kulluk etmelerini istemesi öncesi.)

Çağlar üstü evrensel insan ve sonsuzluğun muhteşem “RUH”u olarak açığa çıkan Nûru Muhammedî, asırlar öncesinden, insanları “Ekber” olan “Allâh” ismiyle işaret edilene, B” sırrı kapsamında iman etmeye davet ediyor; bunu anlamadan kendisini tasdik edenleri de şöyle uyarıyordu:

“Ey İMAN EDENLER, ‘B’ harfinin işaret ettiği anlam ile iman edin ‘ALLÂH’a...” (4.Nisâ: 136)

“İnsanlardan bir kısmı ‘B’ işareti kapsamınca (varlıklarını Allâh Esmâ’sının oluşturduğu inancıyla) Allâh’a ve âhiret süreçlerine (sonsuzluk içinde, kendilerinden açığa çıkanın sonuçlarını yaşayarak yer alacaklarına) iman ettiklerini söylerler; ne var ki imanları gerçekte bu kapsamda değildir!” (2.Bakara: 8)[1]

Şimdi, önce “RUH” konusundaki yetersiz bir yoruma dayalı olarak sürdürülen yanlış bir yönlendirmeyi düzeltip; sonra da “Ben Hakk’ım” anlayışının nasıl oluştuğundan kısaca söz etmek istiyorum. Ondan sonra da ana konumuz “EKBER”iyet gerçeğine gelecek sıra.

Hani, Bektaşî’ye sormuşlar, “Niye namaz kılmazsın?” diye de; cevap vermiş, “Duydum ki ‘namaza yaklaşmayın’ yazıyormuş Kurân’da”!.. “Baba” demişler, “O âyetin başında ‘sarhoşken’ kelimesi var”… “İmanım benim o kadar, okumam yoktur; ilmim bu kadardır, onu uygularım”!!!

“RUH” konusunda konuşmayı yasaklayanlar da, bu Bektaşî babası gibiler…



[1] Konunun detayı “AKIL VE İMAN” isimli kitabımın Nefsin Hakikatine İman bahsinde mevcuttur.

45 / 109

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!