Geçmişteki değerli zâtların, hangi cümleyi veya şiiri hangi aşamada söylediklerine ve yazdıklarının sıralamasına çok dikkat etmek, olayın seyrini anlamak ve düşünsel gelişmeleri hakkıyla tespit açısından çok önemlidir.

Bu konuya da böylece kısaca açıklık getirdikten sonra gelelim yazımızın başında değindiğimiz hususa…

İnsanları, Dünya’da et-kemik beden kabul eden, yukarıda tanrı var anlayışıyla zindanda yaşatmaya çalışan deccaliyet düşüncesine karşılık…

Gelelim “Allâh” adıyla işaret edilenin “EKBER”iyetine adım adım yönelen bilim dünyasının keşiflerine…

Powers Of Ten (10'un Katları) : https://vimeo.com/97678409

Daha önce de vermiş olduğum bu linkteki “Powers of Ten” görüntülerini umarım seyretmişsinizdir… Eğer seyretme imkânınız olmadıysa, şimdi seyredin; anlatacağım olayı net bir şekilde fark etmeniz için.[1]

Şimdilerde ise, bu olay çeşitli görüntüler eşliğinde yeniden gündeme oturdu, bilimsel düşünmeye çalışanlar katında.

İncelemede önce Dünya üzerinden yükselerek Galaksi içinde Dünya’nın yerini fark ediyoruz… Sonra yüz milyarlarca yıldız ihtiva eden lokal galaksiler topluluğunu seyrediyoruz ve nihayet milyarlarla galaksi ihtiva eden evrende, bizim birkaç yüz milyar yıldızdan oluşan galaksimizin bir iğne ucu kadar dahi yer kaplamadığını fark ediyoruz...

Ve dahi böylece kafamızda yarattığımız yukarıda bir tanrı var balonu patlıyor!.. Elbette, bu kabule dayalı tüm öğreti de iflâs ediyor!

Bu defa otomatikman olayı sorgulamak ve gerçekçi bir şekilde düşünmek zorunda kalıyoruz.

Kimi konularıyla, geldiği çağın toplumunun sorularına cevap veren; kimi yönüyle insanlık yaşadıkça insanlığın sorunlarının cevabını veren; kimi işaretleriyle de bir kısım insanların sonsuza dek soru ve sorunlarına, yaşamına “NÛR” olan “KUR’ÂN” isimli gerçek bilgi kaynağı acaba bize neleri anlatmak istiyor?

“ALLÂHU EKBER” sözü neye işaret etmektedir? Bu tanımlama, acaba hangi gerçeğin dile gelen sözcüğüdür?

“EKBER”iyet nedir; ve dahi “EKBER” olan “ALLÂH” adıyla işaret edilen, “tanrılık kavramıyla sınırlanacak” bir ilâh mıdır?

O muhteşem Allâh Rasûlü ve son Nebisi’nin bildirdiği akılları zorlayan olay, nasıl olmuştur da, gökte ulu tanrı, yerde postacı peygamber kabulüne oturmuştur?.. Ve dahi olay, topraktan yaratılmış bedenlerin, Dünya’nın buhar olmuş olduğu bir boyutta yeniden topraktan(?) yaratılarak, tanrının huzuruna gidip, iki kefeli terazide hesap verecekleri bir mahşer yeri anlayışında bloke olmuştur?..

Kur’ân-ı Kerîm’i değerlendirme kapısını açan kod çözücü anlayış şudur…

Risâlet Nûru kaynağından gelen bilgilerde…

Gerek dünya ve gerekse ölüm ötesi yaşam boyutu ile ilgili işaret kelimeleri, o kelimenin geçmişteki anlamı ile değil, o kelimenin yaşanılmakta olan süreçte ulaşılmış en derin kavramı itibarıyla anlaşılmalıdır. Yani, kelimenin 1400 küsur yıl önceki bire bir düz mânâsı ile değil.

Uyarının yapıldığı devirdeki anlayış neyse, zorunlu olarak o seviyeden bir kelime kullanılması, anlamın o kelimedeki mânâ ile sınırlı olmasını asla getirmez!

Çünkü, Risâlet Nûru, zaman ve mekân ötesi bir boyuttan, tüm zaman ve mekânları müşahede eden bir kaynaktan gelmektedir.


[1] Evrenin ve algıladığımız varlığın derinliklerine inişin seyrini 80’li yıllar ve sonrasında Üst Madde isimli sesli ve Allâh’ı Tanıyalım (2) isimli video sohbetlerimde anlatmıştım. Ayrıca daha sonra yazdığım TEK’İN SEYRİ kitabımda bu konudaki detaylı açıklamalarım okunabilir.

48 / 109

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!