“Esmâ mertebesi” olarak tanımlanan ve “Allâh’ın isimlerinin işaret ettiği özellikler” olarak belirtilenler, insana hitap etmesi itibarıyla, insan algılama boyutuna hitap eden isimlerdir!
İnsan ötesi, “nokta” içi projeksiyonda yer alan karanlık (mahiyeti netleşmemiş) enerji, “karanlık madde” (dark matter) olarak varlığını düşündüğümüz ama algılayamadığımız %96’lık bölümdeki sayısız varlığı oluşturan nice sayısız isimlerin işaret ettiği özellikler vardır ki, insan türü bu Allâh isimlerini bilmez!
http://www.nasa.gov/mission_pages/hubble/news/clumpy_darkmatter.html
http://www.nature.com/news/2007/070101/full/070101-7.html
Tüm sonsuzluğuyla “Esmâ mertebesi”, “Allâh” adıyla işaret edilenin ilminde, bir “nokta”nın (“nokta”mızın) projeksiyonunda oluşmuş özelliklerdir!
Sayısız “nokta”lardan oluşan sayısız âlemler dahi, hep, “Allâh” adıyla işaret edilenin ilminde var olan özelliklerle meydana gelir ve bunlardaki oluşumlara da bu “nokta”mızın ehlinin muttali olması mümkün değildir!
İşte bu âlemler dahi, hep “ilmi ilâhî”deki “ilmî sûretler” olduğu içindir ki; “Allâh” adıyla işaret edilen mutlak bilinmezdir Zât’ı itibarıyla ve bu yüzden “ALLÂH’ın Zât’ını tefekkür etmeyiniz” (çünkü bu muhaldir) denmiştir.
Bir anki açığa çıkışı, “tek kare resim” olan evren içre evrenlerin 3D (üç boyutlu) algılanmasının geçmişteki “OKU”nuşu, “Zâtî ilim”de bir nokta olarak açığa çıkan ve din terminolojisinde “Esmâ mertebesi” denilen ve her an yeni bir “şan”da olanın varlığını anlatır... Esmâ mertebesi diye anlatılan, günümüzdeki tespitiyle string boyutu olarak tanımlanan ile kudret-ilim, enerji-data veritabanı kastedilir.
Bu ilim, “Allâh” adıyla işaret edilenin “Zâtî ilmi” indîndeki sayısız “nokta”lardan yalnızca tek bir “nokta”da açığa çıkandır.
“Nokta”, “Allâh” adıyla işaret edilenin, Esmâ âlemlerinden bir Esmâ âlemidir ki bizim boyutumuzda string boyutu olarak algılanabilir.
Bu “Nokta”nın bâtını tasavvufta “Âmâ”, zâhiri ise “Vâhidiyet” mertebesidir. “Ceberût” ismiyle işaret edilir. “Melekût”, müşahhaslaşmış sanal hâlidir; Yaratan’a göre!
“Hû” ismi “Nokta”nın hüviyetine işaret eder…
“Allâh” adıyla işaret edilen, “Zât”ı, künhü itibarıyla mutlak bilinmezdir! Bu yönüne yukarıda vurguladığım üzere “Allâh âlemlerden Ğaniyy’dir” âyeti işaret eder[1].
“NOKTA” içindeki projeksiyonda, Esmâ mertebesinde, sanal olarak “var” olan insan bilincinin, indînde sayısız “nokta”lar var olanı bilebilmesi nasıl mümkün olur ki!
Estağfirullâh!.. “EKBER” sıfatıyla tanımlanan indînde, acziyet ve hiçliğimi itiraftan başka ne gelir ki elden!
“Nokta”, ihtiva ettiği sayısız anlamlar itibarıyla “RUH-u Â’zâm”; kimliği itibarıyla “Hakikat-i Muhammedî”dir!
Tüm algılananlar, “nokta”da string boyutunda açığa çıkan “ilmi ilâhî”de “ilmî sûret” (data-enerji) olarak “yok”tan “var” oldukları için, her birinin “var”lığı, Esmâ mertebesindeki Esmâ terkibi (isimlerle işaret edilen özellikler bileşimi) oluşlarına dayanır.
Holografik tespit, farklı terkipler şeklinde açığa çıkan her bir birimin aynı asıldan oluşması olayını anlatır.
[1] Arzu edenler bu konuda 90’lı yılların başında yapmış olduğumuz “Tek’in Takdiri” isimli sohbetimizi dinleyebilir ya da aynı yıllarda yayınlanmış olan “BİLİNCİN ARINIŞI” ve “TEK’İN SEYRİ” isimli kitaplarımızı okuyabilirler.