5. Mâide Sûresi
Kuran’da “ey iman edenler” diye başlayan 3 sureden biridir; ki bu hitapla olan ayet ve surelerin hepsi Medine döneminde nazıl olmuştur... 120 ayettir...
Nitekim “bu gün dininizi ikmal ettim...” ayeti, Kur’an vahyinin son ayetidir... Bir rivayete göre de Bakara: 281, vahyin son ayetidir... Ki bu durumda bile en son inen ayetlerden olduğu kesindir... Nitekim Hadis-i Şerif’te: ”Maide Sure’si Allah’ın inzal ettiğinin ahirindendir ( sonlarındandır); o halde onun helaline ve haramına titizlik gösterin”, buyurulur...
“MAİDE”, nimetlerle donatılmış sofra, ziyafet demektir... Sure’ye bu adın verilmesi Hz.İsa a.s.ın “ALLAHÜMME RABBENA....” diye ibtida eden incelikli duası bereketi ile Sema’dan inen maide=sofra mucizesinin bu surede geçmesi iledir, diye genel kabul vardır... Bizce bu mucizeye dikkatimizin çekilip, tanıtılması yanısıra, dahasını bize sunan İSLAM ni’metinin ve bunu gerçekleştirmenin, açılımının yönteminin açıklanıp, bir sofrada sunulur gipi toplu olarak verilmesidir... İSLAM’ın Nebiy’si, Kewser sahibi Hz.Rasulullah şöyle buyurur:
“Ya Ali, üzerime Maide Suresinin nazıl olduğunu farkettin mi?.. Onun faydası ne kadar da büyüktür!”
“Maide Suresi, Allah Melekutunda (yani: kurtarıcı) diye çağrılır... Çünkü bu sure, sahibini azab meleklerinin (astrolojik etkilerin, nefsani suretlerin) ellerinden kurtarır.”
1-) Ya eyyühelleziyne amenû evfu Bil ‘ukud* uhıllet leküm behiymetül en’ami illâ ma yütla aleyküm ğayre muhıllis saydi ve entüm hurum* innAllâhe yahkümü ma yüriyd;
Ey iman edenler, anlaşmalarınıza tam olarak uyun... İhramlı iken, avlanmayı helal saymamanız şartıyla ve size bildirilenler müstesna, otyiyenler (koyun, sığır, keçi, deve gibi) size helal kılındı... Muhakkak ki Allâh dilediğini hükmeder.
2-) Ya eyyühelleziyne amenû lâ tuhıllu ŞeairAllâhi ve leş Şehrel Harâme ve lel Hedye ve lel Kalâide ve lâ Âmmiynel Beytel Harâme yebteğune fadlen min Rabbihim ve rıdvana* ve izâ haleltüm fastadu* ve lâ yecrimenneküm şeneanü kavmin en sadduküm anil Mescidil Harami en ta’tedu* ve teavenu alel Birri vet Takva* ve lâ teavenu alel ismi vel ‘udvan* vettekullah* innAllâhe şediyd’ül ‘ıkab;
Ey iman edenler! ŞeairAllâh’a (Allâh nişanelerine, Allâh’ı çağrıştırana - hissettirene), haram aylara, Beytullah’a hediye olunan kurbanlıklara, özel gerdanlıklı kurbanlara, Rablerinden bir fazl ve rıdvan isteyerek Beyt’e gelenlere, hürmetsizlik yapmayın... İhramdan çıktığınızda avlanabilirsiniz... Mescid-i Haram’a (daha önce) girmenizi engellediler diye bir kavme olan nefretiniz, sizi haddi aşmaya sevketmesin... Birr ve takva üzere yardımlaşın; zulüm ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın... Allâh’tan (yaptıklarınızın sonucunu yaşatacağı için) korunun... Muhakkak ki Allâh, “Şediyd’ül Ikab”dır (şiddetle kötülüğün sonucunu yaşatandır).
3-) Hurrimet aleykümül meytetü veddemü ve lahmül hınziyri ve ma ühille li ğayrillâhi Bihi velmünhanikatü velmevkuzetü velmüteraddiyetü vennetıyhatü ve ma ekeles sebu’u illâ ma zekkeytüm ve ma zübiha alen nüsubi ve en testaksimu Bil ezlam* zâliküm fisk* elyevme yeiselleziyne keferu min diyniküm fela tahşevhüm vahşevni, elyevme ekmeltü leküm diyneküm ve etmemtü aleyküm nı’metiy ve radıytü lekümül İslâme diyna* femenidturre (femenizdurre) fiy mahmesatin ğayre mütecanifin liismin feinnAllâhe Ğafûrun Rahıym;
Size ölmüş hayvan eti, kan, domuz eti, Allâh’tan gayrı adına boğazlananlar haram kılınmıştır. Ayrıca boğularak, dövülerek öldürülen veya bir yerden düşerek ölen veya derisi yüzülerek öldürülen veya vahşi hayvan tarafından parçalanmış olan veya tapınaklardaki dikili taşlarda kesilmiş olan hayvanların etleri de haramdır. Fal oklarıyla (veya bu amaçlı araçlarla geleceğe dönük) kısmet aramanız da! Bütün bunlar fısktır (yoldan çıkmaktır)... Bugün hakikati inkâr edenler, sizin Dininizi geçersiz kılma konusunda umutsuzluğa düşmüşlerdir... Artık onlardan korkmayın, benden haşyet edin... Bugün sizin için Dininizi ikmal ettim (Din konusundaki bilgilenmenizi), üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için Din (anlayışı) olarak İslâm’a (Allâh’a tam teslimiyete) razı oldum... Her kim açlık dolayısıyla çok zor durumda kalırsa, haramı helal saymaksızın bunlardan yiyebilir. Muhakkak ki Allâh Ğafûr’dur, Rahıym’dir.
4-) Yes’eluneke mazâ uhılle lehüm* kul uhılle lekümüt tayyibatü, ve ma allemtüm minel cevarihı mükellibiyne tüallimunehünne mimma allemekümüllah* fekülu mimma emsekne aleyküm vezkürüsmAllâhi aleyh* vettekullah* innAllâhe seriy’ul hisab;
Sana, kendilerine neyin helal kılındığını soruyorlar... De ki: “Size güzel - temiz gıdalar helal kılınmıştır... Bir de Allâh’ın size talim ettiğinden öğrettiğiniz, alıştırıp eğittiğiniz avcı hayvanların, sizin için tuttuklarından yeyin ve üzerine Allâh ismini zikredin... Allâh’tan korunun...” Muhakkak ki Allâh “Seriy’ul Hisab”dır (Seriy’ul Hisab = açığa çıkanın sonucunu bir sonraki anda oluşturan).
5-) Elyevme uhılle lekümüt tayyibat* ve taamülleziyne utül Kitabe hıllun leküm* ve taamüküm hıllun lehüm* vel muhsanatü minel mu’minati vel muhsenatü minelleziyne utül Kitabe min kabliküm izâ ateytümuhünne ücurehünne muhsıniyne ğayre müsafihıyne ve lâ müttehıziy ahdan* ve men yekfür Bil iymani fekad habita ameluhu, ve huve fiyl ahireti minel hasiriyn;
Bugün size güzel - temiz tüm gıdalar helal kılınmıştır... Kendilerine hakikat bilgisi verilmiş olanların yemekleri size helaldir... Sizin yemekleriniz de onlara helaldir... İman eden kadınların iffetli olanları ile sizden önce kendilerine hakikat bilgisi verilenlerden iffetli olan kadınlar da, mehrlerini vermeniz (nikâhlamanız), zinadan uzak durmaları ve (gizli) dost tutmamaları şartıyla, size helaldir... Kim imanın şartlarını ve gereklerini tanımayıp, hakikati inkâr ederse, elbette onun yaptığı işler boşa gider ve o, sonsuz gelecek sürecinde hüsranda olanlardandır.