29. Ankebût Sûresi
Kur’an surelerinin isimleri bazen içlerinde geçen temsil ve teşbihler ile alakalıdır... Bakara, Nahl, Neml,... gibi... Bu sure de içinde “dişi örümcek” manasına gelen “Ankebut” misalinden dolayı bu isimle anılmıştır... 69 ayettir... Mekke döneminde 85. sırada nazıl olmuş ise de Hz.Ali r.a.a göre hem Mekke hem de Medine dönemlerinde inen ayetleri sözkonusudur... Sure’de, niçin iman, Allah’a kavuşma (lıka) meselesi,... gibi diynin baş konuları olmak üzere ibret dolu pek çok husus açıklanmaktadır...
1-) Elif, Lâââm, Miiiym;
Elif, Lâm, Mim! (İlmini ilminde ilmiyle!)
2-) Ehasiben Nasu en yütrekû en yekulu amenna ve hüm lâ yüftenun;
İnsanlar denenip (kendilerince) ne olduklarının sonucu görülmeden “İman ettik” lafıyla kurtulacaklarını mı sandılar!
3-) Ve lekad fetennelleziyne min kablihim feleya’lemenn Allâhülleziyne sadeku ve le ya’lemennel kâzibiyn;
Andolsun ki onlardan öncekileri de sınav objeleriyle denemişizdir... Allâh (dışarıdan bir tanrı gibi değil - hakikatleri olarak) elbette (sözlerinde) sadıkları açığa çıkarıp bilecek ve elbette yalancıları da açığa çıkarıp bilecek.
4-) Em hasibelleziyne ya’melunes seyyiati en yesbikuna* sae ma yahkümun;
Yoksa o kötülükleri yapanlar bizi geçip gideceklerini mi sandılar... Ne kötü hüküm veriyorlar!
5-) Men kâne yercu LıkaAllâhi feinne ecelAllâhi leat* ve HUves Semiy’ul Aliym;
Kim Allâh’ın likâsını (ismi Allâh olanın, şuurunda Esmâ’sıyla açığa çıkışını fıtratınca yaşamayı) umuyorsa, (bilsin ki) muhakkak ki Allâh’ın takdiri olan bedenli yaşam sürecinin sonu elbette gelir! “HÛ”; Es Semi’dir, El Aliym’dir. (Âyet sonundaki bu tanımlama daima “HÛ” denerek Allâh adıyla işaret edilenin tenzih yönüne; Esmâ adıyla da teşbih yönüne işaret ederek OKUyanda tevhid bakışını oluşturmak amacını gütmektedir Allâhu âlem. A.H.)