47. Muhammed Sûresi
Muhammed Suresi Medine-i Münevvere’de 10. veya 13. sırada (tüm sureler itibarıyla 99.sırada) nazıl olmuştur... Ancak 13. ayetinin Mekke’de, Hz.Rasulullah’ın gözlerinden yaş gelerek Ka’be’ye müteveccih: “Sen Allah’ın beldelerinin Allah’a en sevgilisisin... Senin ehlin beni çıkarmasalardı, senden çıkmazdım” demesi üzerine nazıl olduğu rivayet edilir... 38 ayettir... Adını, Diyn-İslam ve Hz.Muhammed bağlantısını vurgulayan 2.ayetinde geçen “Muhammed” isminden alır... Vurgulaması dolayısıyla diğer bir adı da “Kıtal”dır ki hem zahir hem batın manası, İslam gerçeği itibarıyla fevkelade önemlidir...
Muhammed Suresinde: Hakk’tan perdeliler Allah yolundan alakoyarlar, iman edip salih amel işleyenlerin Hz.Muhammed s.a.v.e inene iman edenlerinin ecri, Allah yolunda kıtal, Allah’ın nusretine nail olmanın yolu, Allah mü’minlerin Mevlasıdır, hayvan gibi yiyenler, Mekke’den daha şiddetli yer, cennet nehirleri, O Saat ve alametleri, lailahe illallah ilmi, Rasulullah’ın mü’minler için istiğfarı, Arz’da ifsad ve sıla-i rahmi kesmek, Kuran'ı tedebbür etmeyenlerin kalbleri kılıflıdır, kalblerinde hastalık olanlar, Hz.Rasulullah’ın insanları simalarından ve sözlerinden de tanıması, mücahade ve sabırın hikmeti, Allah’a ve Rasulullah’a itaat, amelleri ibtal eden şey, cimriliğin zemmi, Allah zengindir, işe-emanete ehil olmayanın elinden alınacağı,... gibi bir çok önemli konu açıklanmaktadır....
1-) Elleziyne keferu ve saddu ‘an sebiylillâhi edalle a’malehüm;
Hakikat bilgisini inkâr edenler ve Allâh yolundan alıkoyanlar, yaptıkları boşa gidenlerdir!
2-) Velleziyne amenû ve amilüs salihati ve amenû Bima nüzzile alâ Muhammedin ve HUvel Hakku min Rabbihim, keffere anhüm seyyiatihim ve asleha balehüm;
İman edip imanın gereğini uygulayanlar ve Muhammed’e inzâl olana -ki O, Rablerinden (gelen) Hak’tır- iman edenlere gelince, (Allâh) onların kötülüklerini onlardan örttü; hâllerini ıslah etti.
3-) Zâlike Bi ennelleziyne keferuttebe’ul bâtıle ve ennelleziyne amenüttebe’ul Hakka min Rabbihim* kezâlike yadribullahu lin Nasi emsâlehüm;
Bu böyledir; çünkü hakikat bilgisini inkâr edenler, geçersiz fikirlere tâbi oldular! İman edenler ise Rablerinden Hakk’a tâbi oldular... İşte böylece Allâh insanlara onların (iki grubun) misallerini veriyor.
4-) Feizâ lekıytümülleziyne keferu fedarberrikab* hattâ izâ eshantümuhüm feşüddül vesâka, feimma mennen ba’dü ve imma fidaen hattâ teda’al harbü evzareha* zâlik* velev yeşaullahu lentesare minhüm ve lâkin liyeblüve ba’daküm Bi ba’d* velleziyne kutilu fiy sebiylillâhi felen yudılle a’malehüm;
(Savaşta) hakikat bilgisini inkâr edenlerle karşılaştığınızda, boyunlarını vurmaya bakın! Nihayet onlara ağır bastığınızda, bağı takviye edin (esir alıp bağlayın)! Ondan sonra yapılacak olan, lütfen karşılıksız salıvermek ya da fidye mukabilinde bırakmaktır! Harp ağırlıklarını bırakıncaya kadar! İşte bu! Eğer Allâh dileseydi, elbette onlara yaptıkları suçun sonucunu (azap yollu) yaşatırdı! Fakat bazınızı, bazınızda olarak denemek için (savaşı koydu)... Allâh yolunda öldürülenlere gelince, onların yaptıkları asla boşa çıkartılmaz!
5-) Seyehdiyhim ve yuslihu balehüm;
Onları hakikate erdirecek ve onların hâllerini düzeltecektir!