59. Haşr Sûresi
Haşr Suresi, Medine-i Münevvere’de nazıl olmuştur... Tüm sureler itibarıyla 95. veya 102. sırada nazıl olmuştur... 24 ayettir... Adını, ikinci ayetinde konusu ve adı geçen “Haşr”dan alır... “Haşr” sözlükte, bir topluluğu bir yerden başka bir yere sevketmektir... “Mahşer” kelimesi de burdan gelir ki kıyamet günü de bir Haşir Günü’dür...
Haşr Suresinde: Tesbih sırrı, Haşr, Beni Nadiyr gazvesi, basiret sahiplerine ibret almak farzdır, Hz.Rasulullah’ın sözlerinin bağlayıcılığı, fey (ganimet), muhacir ve ensar, i’sar, nefsin cimriliğinden korunanlar, mü’minlerin birbirlerine duaları ve men’edilen kötü duygular, Allah’dan perdeli olanların korkaklığı, münafıkların şeytana benzerliği, bulunduğun anın iman üzere değerlendirilmesinin önemi ve bilinçli yaşam, Allah’ı unutanlar gibi (dahi) olmamak, nar ve cennet ashabı, “Kur’an dağa inzal edilse dağ haşyetullah’tan parçalanırdı” ve tefekkür, Esma-ül Hüsna ayetleri,... gibi önemli hususlar açıklanmaktadır...
Haşr Suresi ile ilgili bazı Hadis-i Şerifler:
Kim Haşr Suresi’ni okursa, Cennet’ten, Nar’dan, Arş, Kürsiy, Semavat, Arz, haşerat, rüzgar, bulut, kuş (cinsi), hayvan (cinsi), ağaç (cinsi), dağ, Güneş, Ay ve melaike’den hiçbir şey hariç kalmamak üzere mutlaka ona salat(dua, rahmet) ederler ve onun için istiğfarda bulunurlar.... Eğer onun (Haşr Suresini okuduğunun) gününde yahut gecesinde ölürse şehiyd olarak ölür.
Kim Haşr Surasi’nin ahirini “Lev enzelna hazelKur’ane...”den sonuna kadar okur da onun gecesinde ölürse, şehiyd olarak ölür.
Sabah ettiğinde kim üç kerre: “Euzü BillahisSemiy’il Aliymi mineşŞeytanirRaciym” der ve Haşr Suresi’nin ahirinden üç ayeti okursa, Allah ona akşam edinceye kadar salat eden yetmiş bin melek müvekkel kılar... Eğer o günde ölürse şehiyd olarak ölür... Kim akşam ettiğinde onu(n aynını) okursa, aynen böylecedir.
Allah’ın İsm-i A’zam’ı, Haşr Suresi’nin ahirinden altı ayet içindedir.
Bera b. Azib r.a., Hz.Ali r.a.ya dedi ki: “Senden Allah hakkı için, Rasulullah’ın sana özel öğrettiklerinden, Cibriyl’in O’na özel getirdiğinden ve Rahman’ın O’na özel ba’settiklerinden en faziletlisini bana öğretmeni istiyorum”... Hz.Ali r.a. da şöyle buyurdu: “Ey Bera!... Eğer Allah’a İsm-i A’zam’ı ile dua etmek istersen, Hadiyd Suresi’nin evvelinden on ayeti ve Haşr Suresi’nin ahirini oku.... Sonra şöyle de: <>... Vallahi ya Bera!... Bununla benim aleyhime dua etsen yere geçerim!” (dedi)...
Keza bir başka rivayette, Hz.Rasulullah’dan Kuran’ın kıraatını okuyan sahabeye, “Lev enzelna hazel Kur’ane ala cebelin...” ayetine geldiğinde, Hz.Rasulullah’ın: “Elini başına koy” dediği; çünkü Cibril a.s.ın da bu ayeti indirdiğinde, Hz.Rasulullah’a: “Elini başına koy; bu sam (ölüm)dan başka her derde şifadır” dediği nakledilir...
1-) Semâlarda ne var ve arzda ne varsa Allâh’ı tespih (ortaya koydukları işlevle Esmâ özelliklerini açığa çıkararak kulluklarını yerine getirmeleri) içindir! O Aziyz’dir, Hakiym’dir.
2-) O, odur ki, Ehl-i Kitap’tan hakikat bilgisini inkâr edenleri, savaş için toplandıklarında (daha savaşmadan) yurtlarından çıkardı... Siz onların (yurtlarından) çıkacaklarını sanmamıştınız... Onlar da kalelerinin (kendilerini) Allâh’tan (gelene) mâni olacağını zannetmişlerdi! Allâh onlara hiç ummadıkları yerden geldi ve kalplerine korku attı! Kendi elleriyle ve iman edenlerin elleriyle evlerini tahrip ediyorlardı! Ey basîret sahipleri ibret alın!
3-) Eğer Allâh onlar üzerine topluca sürülmeyi yazmasaydı, onları elbette dünyada azaplandırırdı! Sonsuz yaşamda onlara ateşin azabı vardır.
4-) Çünkü onlar, kendilerini kopardılar Allâh’tan ve Rasûlünden! Kim Allâh’a bağını kopartır (hakikati olan Esmâ özelliklerini - ruhunu - şuur varlık olarak sonsuz yaşayacağını inkâr ederse, kendini toprak olacak beden kabul ederse), muhakkak ki Allâh “Şediyd’ül Ikab”dır (azabı çok şiddetlidir)!
5-) (Savaş isteyenlerin) hurma ağacını kestiniz yahut onu kökleriyle bıraktınız ise, (bu) Allâh’ın izniyledir (Bi-iznillâh) ve bozuk inançlıları rezil - rüsva etmesi içindir.
6-) Allâh’ın onlardan Rasûlüne verdiği ganimete gelince, siz onun için ne bir at koşturdunuz ve ne de bir deveye bindiniz! Ne var ki Allâh, Rasûllerini dilediği kimsenin üzerine yönlendirir! Allâh her şey üzerine Kaadir’dir.
7-) Allâh’ın, fethedilen bölge halkından, Rasûlüne verdiği savaşsız ganimet (fey’), Allâh’a, Rasûle, yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolcuya aittir... (Bu böyle takdir edilmiştir) ki (varlık) sizden (sadece) zenginler arasında elden ele dolaşan bir şey olmasın! Rasûl size ne verdi ise, onu alın (kabul edin); sizi neden engelledi ise, ona son verin! Allâh’tan (yaptıklarınızın sonucunu kesinlikle yaşatacağı içindir ki) korunun... Muhakkak ki Allâh “Şediyd’ül Ikab”dır.
8-) (O fey’) yurtlarından ve mallarından çıkarılmış, Allâh’tan bir lütuf ve rıdvan isteyen; Allâh’a ve O’nun Rasûlüne yardım eden muhacir fukara içindir... İşte onlar sadıkların ta kendileridir!
9-) Onlardan (muhacirlerden) önce o yurda (Medine’ye) ve imana yerleşmiş olan kimseler (Ensar), kendilerine hicret edenleri severler. Onlara (muhacirlere) verilenlerde gözleri yoktur, buna ihtiyaç duymazlar! Kendileri ihtiyaç içinde olsalar da, onları kendi nefslerine tercih ederler! Kim nefsinin (bilincinin) cimriliğinden - ihtirasından korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir!
10-) Onlardan, sonra gelenler şöyle derler: “Rabbimiz! Bizi ve imanda bizden öne geçmiş olan kardeşlerimizi mağfiret et, kalplerimizde iman etmiş olanlar için hatalı düşünce ve duygu oluşturma... Rabbimiz! Muhakkak ki sen Raûf’sun, Rahıym’sin.”