Bi-izni-hi
"...men zelleziy yeşfeu indeHÛ illâ Bi–iznihi..."
"...Kim şefaat edebilir 'Bi–izni–hi' olmadan!.." (2.Bakara: 255)
Diyeceksiniz ki niye başını Türkçe yazdın da "Bi–izni–hi" kelimesini Arapça orijinaliyle bıraktın?
Konunun sır noktası işte o kelime de onun için!
"B–izni–H"...
00:30 Kelime-i Tevhid’i idrak ettikten sonra, bunun yaşamda uygulanmasının cenneti getireceğini fark edebilen kişiye, Allâh Rasûlü’nün en büyük hediyesi “B–ismi–Allâh–er–Rahmân–er–Rahıym” anlayışıdır!
02:40 Rasûlullâh kimlere şefaat eder veya etmektedir? Eğer bu dünyada şefaat ulaşmamışsa, sonrasında fayda eder mi? Veya, bizler bir diğerimize ne kadar yardımcı olabiliriz? Hangi şartlarla şefaatten yararlanmak mümkündür?
04:15 Bismillâh açıklamasında belirttiğim üzere Kur’ân-ı Kerîm’i sırlarına ermek için okumak istiyorsak, öncelikle “B” anahtarını kullanmak zorundayız. Bu sır anlaşılmaz ise, hep yukarıdaki bir tanrıdan, ötedeki ya da ötendeki bir tanrıdan söz edildiğini düşünürüz.
05:30 “B–izni–H” işareti, kişinin hakikati olan Esmâ terkibine (isimler bileşimine) işaret etmektedir.
09:25 Şefaat yani yardım, ancak kişinin fıtratı o işe elveriyorsa geçerli olabilir! Fıtratı meydana getiren Fâtır isminin özelliği dahi, kişinin Rabbi olan ve Rubûbiyet boyutunu oluşturan kendi yapısındaki Esmâ mertebesinde yer almaktadır!
12:35 İlmi ilâhîde “zerreler” yoktur “TEK bir yapı” söz konusudur. Bunun idrak edilmesi herkes için kolay olmayabilir. Evren tek bir canlı gibidir sanki tüm boyutsallıklarıyla; ya da evren içre evrenleriyle!!! “Ruh-u Â’zâm” da demişlerdir buna... Peki ya bu muazzam yapıda, “insan”ın varoluşunu, özelliklerini ve işlevini idrak edebilecek miyiz?..