Sayfayı Yazdır

Kaza ve Kader - 2

Hz. Ömer radıyallâhu anh, bir gün Rasûlullâh Efendimizle otururken soruyor;

– Yâ Rasûlullâh, yapmakta olduğumuz işin, şu anda oluşmakta olan, yani bir işin başlangıç hâli mi, yoksa önceden tamamlanmış, takdir olmuş bir iş mi olduğu hususunda ne buyuruyorsun?..

Rasûlullâh (aleyhisselâm) cevap veriyor;

“Ey, Hattaboğlu önceden tamamlanmış olan bir işin üzerinesin!..”

“Herkes kolaylıkla başaracaktır!.. Ne var ki, saadet ehli olan saadet işine çalışacak, şekavet ehlinden olan da şekavete yönelik fiiller meydana getirecektir!”

Şimdi bakın burada vurgulanan husus apaçık!..

Bu beyan ile şu anda yapılagelmekte olan bütün işlerin önceden yazılmış, takdir edilmiş ve hatta oluşmuş olaylar olduğu açıklanmaktadır...

Kim açıklıyor?..

Dini bize tebliğ eden Hz. Rasûlullâh (aleyhisselâm)...

Öyle ise bu kesin gerçeğe karşı çıkan biri, direkt olarak Dini tebliğ eden Rasûlullâh’a karşı çıkmış olacaktır!

Sohbet Metnini Görmek İçin Tıklayın

02:34 Kader konusunun dua ile bağlantısı

10:30 Hz. Rasûlullâh (aleyhisselâm) şöyle buyurdu;

“Kul, hayrı ve şerri ile kadere iman etmedikçe; kendisine isâbet edenin ondan şaşmasına, yani ona isâbet etmemesine; kendisine isâbet etmeyenin de ona isâbet etmesine ihtimal bulunmadığına, kesinlikle inanmadıkça mümin olmaz.”

Size isâbet etmiş herhangi bir olay, yani başınıza gelmiş herhangi bir olay... Bu olayın başınıza gelmemesinin mümkün olmayacağına inanacaksınız...

19:21  Soruluyor;

– Yâ Rasûlullâh, şu anda insanların yapmaya çalıştığı şeyler, yapmayı arzu ettiği, düşündüğü meydana getirdiği şeyler, kendileri için ezelde, geçmişinde takdir edilmiş ve o takdiri yerine getirmek üzere var olmuş varlıklar mıdır insanlar?

25:50 Hz. Rasûlullâh burada şunu buyuruyor;

“HERKES NE İÇİN YARATILMIŞ İSE ONA O KOLAYLAŞTIRILMIŞTIR!..”

Bu cümlenin mânâsını iyi anlayalım! Nasıl anlayacağız..?

36:00  Evren içre nice nice evrenler, ALLÂH’ın indînde bir nokta! Sadece, algıladığımız evrende milyarlarla galaksi var! Milyarlarla galaksinin içinde yüz milyarlarla yıldızlar var. O yüz milyarlarla yıldızların her birinde hadsiz hesapsız sonsuz sayıda âlemler, varlıklar mevcut!

Tüm bunların içinde senin yerin ne ki; sen tutup, “benlik” davası güdüp;

Ben dilediğimi yaparım, ben kendime böyle bir yön veririm, ben kendime şöyle yön veririm; Allâh böyle istemiş ama benim de kendime göre iradem var, gücüm var, ben de böyle yaparım” diyebiliyorsun!!?

İslâm’ın şartı beştir, altıncısı da haddini bilmektir!

41:50 Şimdi kendi hâline bir bak!..

Eğer şu anda senden, seni azaba sokacak olan fiiller meydana geliyorsa; şu anda öldüğün takdirde, seni azap bekliyor. Yok eğer şu anda senden, seni huzura, saadete, mutluluğa, cennete sevk edecek fiiller meydana geliyorsa, bu takdirde, şu anda ölürsen sen bir cennet ehli olarak, bu dünyadan geçip gidersin. Sakın, beni niçin böyle yarattın, deme gafletine düşme!.. Çünkü, böyle denebilecek bir muhatabın yok!

49:50  “Peki ALLÂH, mâdemki benim cehennemlik olduğumu takdir etmiş, o zaman ben ne diye çalışayım?

54:35  İnsan ismi, kul ismi ardında, “ALLÂH’ın Esmâ terkibi”nden başka bir şey mevcut değildir... Bu yüzdendir ki; o ismin altında ortaya çıkan ilim, o ismin altında ortaya çıkan irade, o isim altında ortaya çıkan kudret, sadece ve sadece “O’nun Rabbine”, âlemlerin Rabbi olan ALLÂH’a aittir!

58:00 “HÂLBUKİ SİZİ DE YAPTIKLARINIZI DA ALLÂH YARATMIŞTIR!” (37.Sâffât: 96)

“Kadere hakkıyla iman” da ancak senin varlığının ve benliğinin ALLÂH indînde bir “hiç” olduğunu idrak etmenle mümkün olur.

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Sohbeti İndirebilirsiniz!