Kilitlenmişlik!
Sorun bu işte!
Kilitlenmiş olmak!
Kendi kendini kilitlemek!
“Anlayamıyorum... Okuyorum okuyorum bir türlü yerli yerine oturmuyor!.. Tam anladım derken bir bakıyorum hiçbir şey anlamamışım!”
Çok duyduğum bir itiraf...
Niye böyle oluyor?
Çünkü, geçmişte bir zaman, kendi beynini kendi elleriyle kilitlemiş!..
Farkında değil geçmiş bir zaman içinde nasıl bir komutla kendi beyninin kilitlediğinin!
Kesinlikle bilin ki, başkasına zannıyla ne yapıyorsak, gerçekte kendi kendimize yapıyoruz; ve kendi yaptıklarımızın da sonuçlarını yaşıyoruz!
“Herkes elleriyle yaptıklarının sonuçlarını yaşar!” uyarısı da işte buna işaret ediyor!
01:13 Geçmişte bir zaman içinde... Belki gençlikte veya yeni yetmelikte, bir hüküm veriyorsunuz: “Bu konu şöyledir” ya da “bu, bu kadardır” diye... Böylece, beyin o konuda kendi kendini kilitliyor!
03:28 Her an her yeniye mutlak olarak açık olmak, işin başlangıcı... Sorgulayıcı olmak; araştırmacı olmak; asla mevcut veritabanınla kendini kayıtlamamak ve sınırlamamak...
05:05 Bireysel beyinlerde oluşan blokaj körlüğü, bazen toplumsal körlük şeklinde de açığa çıkar, o konudaki şartlanmanın tüm toplumu kilitlemesiyle.
08:50 Kişinin eline aldığını veya karşısındakini “OKU”yabilmesi için ilk şart, geçmiş tüm veri birikimini bir yana koyarak, onlara dayalı değerlendirmelerini devreye sokmayarak, tamamen objektif, yorumsuz olmasıdır.
13:13 “YENİLEYİCİ”, din Anlayışımızı “YENİLEMEK-TECDİD” işleviyle Dünya’ya gelmiştir; kanaatimce! Buna açık olanlara ne mutlu!