Kurân'ı Neden Anlamıyoruz?
Niçin, Kur’ân-ı Kerîm’deki ve tasavvuf dünyasındaki mecaz ve işaretleri tekrarlamakla avunup, onların işaret ettiği gerçekleri fark edemiyoruz?
Niçin, beş duyu sınırları içinde düşünmekten kendimizi kurtarıp, kozamızın içinden çıkamıyoruz?
Niçin, “TEK kare resim” olan stringler boyutunun algılanışının tasavvufta “Esmâ mertebesi” olarak tanımlanıp, “ilmî sûretler”i meydana getirdiğini; bunun ötesinin mutlak “yok”luktan ibaret olduğunu algılayamıyoruz?
Ne yazık ki, her dalda çağı aşmaya çalışan insanlar, Allâh Rasûlü’nü ve bildirdiklerini değerlendirme konusunda hâlâ yüzlerce yıl öncesinin şartlarını yaşayan insanlar gibi düşünüp yorumlamaktan gocunmuyorlar!
Oysa, o devirlerdekiler mazurdu! Çünkü, bugünün veritabanına ve imkânlarına sahip değillerdi. Ama bugünküler?!!
Niçin Kur'ân-ı Kerîm, akıl sahiplerinin, misallerle, benzetmelerle anlattıklarını tefekkür ederek, deşifre etmelerini istiyordu?
02:53 Sizi alıp 500 yıl öncesine ışınlasalar ve o devirde yaşayanlara, “İnternetteki bilgilerin nerede, nasıl saklandığını, bilgisayar ve televizyon sistemlerinin nasıl çalıştığını anlatmak zorundasın” deseler; bunu nasıl anlatırsınız o insanlara?
07:33 Bilelim ki, madde dediğiniz âlem aynen “manevî” âlemdir; manevî dediğiniz âlem de aynı maddi âlemdir!
14:51 Muhyiddini Arabî, “Kâinat her an yok olup, bir an sonra yeniden var olmaktadır” derken, her an yeni bir şan alan string boyutunun sonsuz-sürekli dönüşümüne işaret etmiştir. Çünkü, O da “OKU”yanlardan biriydi!
21:55 Tüm algılanan veya düşünülen evren içre evrenler dahi, string boyutunda, bir “enerji dalgası” ve “data”=“bilgi”den ibarettir! Algılamak istediğiniz konuya göre ister “enerji dalgaları” deyin, ister “bilgi” paketleri…
24:04 Gerçekte, tümüyle “sanal bir âlem”de yaşıyoruz; ama “gerçekmişcesine” ve “var”mışcasına algılayarak!.. Ve dahi bu durum sonsuza kadar böylece devam edecek çeşitli boyutsal dönüşümlerle!
28:15 “Nokta”, “Allâh” adıyla işaret edilenin, Esmâ âlemlerinden bir Esmâ âlemidir ki bizim boyutumuzda string boyutu olarak algılanabilir.
32:13 Kur’ân-ı Kerîm’de “Allâh” isminin geçtiği yerleri ya “Zâhir” ismi yönünden değerlendirmemiz gerekir, olayı deşifre etmek için; ya da “Bâtın” isminin işaret ettiği anlam yönünden.
35:37 Muhteşem insan Rasûlullâh’ın açtığı kapıdan giremeyenler, mazeretleri ne olursa olsun, girmemenin sonuçlarını yaşayacaklardır.