Sünnet Ne Değildir?
"Sünnet", sakal–bıyık, elbise–sarık, kılık–kıyafet midir?
ALLÂH Rasûlü'nün sünneti ne olabilir acaba?
ALLÂH sünneti, "Sünnetullâh" nedir?
Anlayışı kıtların "sünnet"ten anlayışı, erkek çocuklara yapılan bir operasyondan ibarettir!
Anlayışı sınırlıların "sünnet"i ise biraz daha ileri uzanır...
02:15 Sünnet’e, Din’e hizmet adı altında; Din’i “saltanat”a dönüştürüp bugünlere kadar insanlara hükmetmek için DİN’i kullananları iyi fark edin!
03:50 ALLÂH Rasûlü Muhammed Mustafa (aleyhisselâm), bilindiği üzere putperest Kureyş Kabilesi içinde dünyaya gelmişti... Dedesi, amcaları, akrabaları, kabilenin inancı üzere yaşıyorlardı...
05:00 İşte ne bu süreç içinde ne de sonrasında, NE SAKALINI DEĞİŞTİRDİ, NE DE KIYAFETİNİ! Gene kabilesindekiler gibi sarık sardı, gene onlar gibi giyindi, gene onlar gibi sakallı dolaştı! Çok renkli çubuklu elbisesini bile giymeye devam etti!..
06:40 Kıyafet konusu, DİN’in gereğini yaşamada önemi olmayan bir konu idi; ve bunun ebedî hayat gerçeği veya ismi “ALLÂH” olanın bilinmesiyle bir ilgisi yoktu!
07:30 Kişinin içinde yaşadığı toplumun örf, âdet, kıyafet gibi hususlardaki anlayışına karşı çıkması değil, tam tersine onlara uyması SÜNNET-İ RASÛL’dür! Çünkü DİN, insanlara kılık kıyafet devrimi için gelmemiştir!
09:15 “DİNDAR” kişi demek, ALLÂH sistem ve düzenini araştırıp sorgulayıp, anlayıp, gereğince yaşamayı kabullenmiş kişi demektir!
10:15 Rasûlullâh’ın sünnetine uymak, kendisine hibe edilen ilmi, insanlarla karşılıksız olarak paylaşmak demektir! İnsanları kılık kıyafet hikâyeleriyle avutmak değil!
12:10 Düşünce sisteminde çelişki ya da kopukluk olan kişi “DİN”i anlamamış, içinde yaşadığı sistem ve düzeni, mekanizmayı “OKU”yamamış taklitçidir! Oysa, “DİN” taklit kabul etmez! Fiilin taklidi aynı sonucu oluşturur; ama ANLAYIŞIN TAKLİDİ OLMAZ!
14:20 “Çok namaz kılan vardır yanına yorgunluktan başka şey kalmaz; çok oruç tutan vardır açlıktan başka kârı olmaz” şeklindeki Rasûlullâh uyarısını iyi düşünelim.