114. Nâs Sûresi
Bir önceki Felak Suresi için yapılan açıklama, Nas Suresi için de geçerlidir...
Nas Suresinde: Felak Suresinde “Falak’ın Rabbine” diye genel-ilk sığınma yapılırken, burada “Nas’ın Rabbine/Meliki’ne/İlahı’na” diye Nas’a tahsis edilerek özel ve nihai bir sığınma yapılıyor...
Nas Suresinin ilk üç ayetinde insanlara nisbetle ve insanlara tahsis edilerek rab-melik-ilah isimleri geçiyor... Fakat buradan “Allah ilah (tanrı)’dır”, hükmü çıkmaz(“ilah” diye Esma ül Hüsna’da bir isim yoktur)... Kur’an’da RABbül’Alemiyn, RabbüsSemavati vel’Arz, Rabbül’meşarik’i velMeğarib’i, Rabbü külle şey’, ifadeleri var iken; hiç bir ayette ilahel’Alemiyn, İlahe külli şey’, ilahüsSemavati vel’Arz,.. gibi ifadeler yoktur... Zaten 2. ve 3.ayette geçen melik-ilah isimleri 1.ayette geçen rab isminin atf-ı beyanıdır... Yani Nas’ın RABbı ile hangi nesne kasdediliyorsa, o nesnenin melik (melekeleri ile işlevde olan), ilah (zatıyla baki; vahiy yollu uluhiyyet hükümlerini yaşayan) olduğu anlatılıyor... Ki bu, Rablığın-terbiyenin en yüksek ve en TAM halidir; bu da insan’da gerçekleşir... Yani buradaki melik ve ilah isimleri, insandaki terbiyenin kemali bakımından, insanın rabbını daha özel boyutları ile zikretmektir... Zira cinlere teklif var, fakat vahiy alamazlar; melek vahiy alır, fakat onlara teklif yok; yalnız insan’a hem vahiy hem de teklif var... Bu nedenle Eşref-i Mahlukat; zira terbiye’nin kemali...
“İlah” kelimesinin Nas’a muzaf (insanlara nisbetle) sözkonusu edilmesi önemlidir!.. Kur’an ayetlerinin (Bakara: 30, Hicr: 29) açıkladığı üzere vahdet makamının ya da vahidiyyet mertebesinin zuhuru olan insani ruh(bilinç)’un, beş duyu verilerine göre yaşayan Nas’la bağlantılı durumu, anlaşılması zorunlu bir püf noktasıdır... Hem zahirde hem batında bu bir realitedir!... Esasında insani ruh’un maddi-bedensel yapı üzerinde bir devri sözkonusu değildir!...
Nihayet, “şirk”i ve tevhid’i “Allah”’a değil de Allah’ın tanrılığına bağlamak gerçekten sapmaktır... Kur’an’daki bu inceliğin farkında olmayanlar ismi Allah olana “ilah (tanrı)” diyerek, O’nun alemlerin ilahı olduğunu, ilahlıkta (tanrılıkta) ortağı olmadığını, şirk’in ve tevhid’in bu bakımdan olduğunu idda ederler?!!!...