22. Hac Sûresi
Hac Suresi, hem Mekke (88.sırada) ve hem de Medine (19.sırada) döneminde nazil olmuştur... Uslubu ve muhtevası da bunu teyid eder... Ekseriyetinin Mekke döneminde ve bazı ayetlerinin (mesela:38-41, 58-60,....) Medine döneminde indiği görüşü kuvvetlidir...
Sure’de vefat/ölüm olgusunun vaki olduğunda insanın durumu, insanın yaratılması, kudreti ilahinin misallendirilmesi, Kabe’nin inşası-hac menasiki-kurban kavramı-Allah Şeairi, şirk halinin tarifi, mücahadenin gerekliliği, zamanın izafiliği, Rasul-Nebiy farkı, her ümmetin menseki farklıdır, münker’in tarifi, Rasul hem melaikeden hem de insanlardan ıstıfa edilir, “müslim= müslüman” isminin kaynağı, sistemi bilen (sünnetullahı OKUyan) müslimlere bir zorluk olmadığı, İbrahim Milleti,... gibi konular açıklanmıştır...
İçinde hac konusunun detaylı bahsedilmesi dolayısıyla da adı “Hac Suresi” olmuştur...
1-) Ey insanlar! Rabbinizden (yaptıklarınızın sonucu olarak yaşatacaklarından) korunun! Muhakkak ki o Saat’in depremi çok büyük bir şeydir.
2-) Onu göreceğiniz süreçte, her emziren (besleyici) emzirdiklerini unutur, her hamile yükünü taşıdığını düşürür! İnsanları sarhoşlar olarak görürsün! (Oysa) onlar sarhoş değildirler. Fakat Allâh azabı şiddetlidir.
3-) İnsanlardan kimi de Allâh (adıyla işaret edilen) hakkında ilim sahibi olmadan tartışır; her azgın şeytana (saptırıcı fikir sahibine) tâbi olur.
4-) Onun (şeytan - kendini yalnızca beden sanma vehmi) hakkında: “Kim onun peşine takılırsa; muhakkak ki o, kişiyi saptırır ve onu alevli ateşin azabına yönlendirir” diye yazılmıştır.
5-) Ey insanlar... Eğer bâ’stan (yeni bir yapıyla yaşama devamdan) şüphe içinde iseniz; (düşünün ki önceden) sizi bir topraktan, sonra spermden, sonra bir genetik yapı, embriyodan, sonra yapısı belli belirsiz bir çiğnem etten yarattık; açık seçik bildirelim! Dilediğimizi muayyen bir süre rahimlerde tutarız, sonra sizi bir çocuk olarak çıkarırız, sonra kemâle erme çağınıza ulaşmanız için (gerekeni sağlarız)... Sizden kiminiz (erken yaşta) vefat ettirilir, kiminiz de bildiklerini unutmuş hâlde ömrün rezil çağına bırakılır... Arzı ölü olarak görürsün; ama biz onun üzerine o suyu inzâl ettiğimizde, harekete geçer, kabarır ve her güzel çiftten nebat bitirir (ölü arza hayat veren, sana da verir ölümün sonrasında)!
6-) Bu böyledir; çünkü Allâh, O Hak’tır (apaçık ortada olandır)! Muhakkak ki O, ölüleri de (hakikat ilmi ile) diriltir... Çünkü O, her şeye Kaadir’dir.
7-) O Saat (vefat) muhakkak gelecektir, onda hiç şüphe yoktur. Kesinlikle Allâh, kabirlerde (bedenleri içinde) olan nefsleri (bilinçleri) bâ’s edecektir (yeni bir beden oluşturarak yaşamlarına devam ettirecektir)!
8-) İnsanlardan kimi de Allâh (adıyla işaret edilen) hakkında ilim sahibi olmadan, gerçeğe kılavuzlayanı olmaksızın ve vahyi bilgiye (Esmâ hakikatinden şuura yansıyan bilgiye) dayanmaksızın mücadele eder.
9-) Allâh yolundan saptırmak için, hakikate sırtını döner! Dünyada onun için rezillik vardır! Kıyamet sürecinde de ona korkunç yanmanın azabını tattırırız!
10-) “Bu, senin ellerinle takdim ettiğinin sonucudur! Muhakkak ki Allâh kullara zulmedici değildir.”