Niçin “DATA”?
Kesin bir gerçek var ki... Mecazlardan hakikate uzanabilmek için, beynin mutlaka yeni açılımlar kazanması ve bilmediklerini fark etmesi gerekir. Bunu da eskiyi tekrarlayarak elde edemezsiniz!
Bildiğiniz kelimelerle bilmediklerinizi anlamaya çalışırsanız bunu çok ama çok zor başarırsınız!
Yeni bir anlayış için yeni bir kelime gerekir beyin çalışmasında. Böylece de beyindeki eski bazı girdiler, o kelime çevresinde yeni gelen verilerle birlikte yeni bir bütünlük sağlayarak yeni bir kavrayış getirir.
Aksi takdirde, beynin çalışma yapısı gereği, kelime ve isimlere karşılık, hep, ilk algılandıkları anki kavramlar değerlendirilir, onlara uygun imajlar oluşturulur!
Beynin bu çalışma sistemini bildiğimizden dolayı biz, ilk olarak “ALLÂH ismiyle işaret edilen” tanımlamasıyla “ezberleri bozma” çalışmasına başlamıştık…
O, hiçbir insan veya yaratılmışın hayal veya tasavvurunun, havsalasının alamayacağı, “ALLÂH” ismiyle işaret edilen!..
04:15 “Vech”; varlığın algılanan sûretinin derûnundaki hakikat noktasıdır ki “ne yana dönersen Vechullâhı görürsün” uyarısı buna işaret eder. “Hanîflik”; TEK bir dışında ikinci bir varlık kabul etmemektir. “Fıtrat”; varlığın oluşturulma programıdır, seyrimizdeki tespite göre. Allâhu âlem!..
14:30 “ALLÂH”, “ALLÂH”tır… Evren içre evrenler ve bilinen bilinmeyen her şey yalnızca bir “AN” içre “var” olup, sonrasında “yok” olan tek bir tecelli içinde yer alan bir figürden başka bir şey değildir!..
15:45 Evet, “DATA” ismiyle işaret ettiğimiz, öyle bir “GERÇEKLİK”tir ki, İlmi, “ZÂT”ın ilminden gelir; “Esmâ”sı, yani sayısız isimlerle işaret edilen varlığındaki özelliklerin sonucu, dilemesiyle açığa çıkar her “AN” yeni bir “şan” şeklinde “çok boyutlu tek kare resim” olarak... “DATA”yı biraz daha açıklamaya çalışırsak, diyebiliriz ki, açığa çıkmamış hâliyle “Esmâ mertebesi”!..
19:40 Beyin, çalışma sistemi gereği, her fikri, tasavvur dediğimiz “imgeleme” işlevi sonucunda, bilinçte açığa çıkartmaktadır. Bu yüzden de kafanızda düşündüğünüz her fikir bir şekille sûretlenir. Oysa, “Hakikat” sûretsizdir! Sûret, “hakikat”in değil, sizin algı biçiminizin bir ürünüdür...
26:51 Evet… Gelelim günün sorusuna… Her an yeni bir “şan” sonucu “var” olup, akabinde “yok” olan; “DATA” indînde “çok boyutlu tek kare resim” olan yapı, hangi özellik dolayısıyladır ki, hep birbirini takip eder şekilde sanki senaryonun gereği çekilmiş filmin kareleri gibi birbirini takip etmektedir? Yani, “Allâh her an yeni bir şandadır” hükmü, nasıl olup da birbirini izler olaylar şeklinde tezahür etmektedir?..
31:51 Burada fark edilmesi ve kavranılması zorunlu çok önemli bir konu var: Beynin çalışma sistemi!..Varoluş özelliği dolayısıyla beyin, hayal yollu madde kabulünü oluşturuyor insanlarda… Oysa “beyin” kelimesiyle tanımladığımız yapı, boyutsal derinliği itibarıyla “ruhlar âlemine” ait bir yapıdır!
33:30 Maddeye göre mânâ kabul edilen bu boyut, tek tek birimlerin oluşturduğu çokluk itibarıyla “Efâl” âlemi diye tanımlanmıştır ki; gerçekte ehlullâh indînde (seyrinde) böyle bir boyut “yok”tur! Çünkü bu boyutun aslı “hayal”dir! Varlığı yalnızca “ilim”de mevcuttur!..
34:13 “Esmâ” mertebesine sanki ayna olan “beyin” adını verdiğimiz, “kalp” diye “şuuru” itibarıyla tanıtılmış yapı, eğer “fuad” denilen “holografik gerçeklik”ten kaynaklanan ve varlığındaki “Esmâ” hakikatinden projekte olan “ilmin şuuru” ile “iman nûru” olarak işlev görürse, açığa çıkar!..