48. Feth Sûresi
Fetih Suresi, hicretten sonra, yani Medine-i Münevvere döneminde (tüm sureler itibarıyla 109. veya 113. sırada) nazıl olmuş bir sure olmasına rağmen, Hicri 6. yılda, Hudeybiye dönüşünde, Mekke’de nazıl oldu...
Rivayet edildiğine göre, Hz.Rasulullah s.a.v. şöyle buyurdu: “Dün gece öyle bir sure inzal edildi ki dünya ve içinde bulunan her şeyden, bana daha sevgili... O sure: İnna fetehna leke fethen mubiyna, li yağfiralekAllahu ma tekaddeme min zenbike ve ma teahher”...
Enes B.Malik r.a. ise Fetih:2, yani “Ki böylece Allah senin geçmiş ve gelecek tüm zenbini mağfiret eder ve nimetini senin üzerine tamamlar; ve seni tam doğru/kestirme yola, sırat-ı mustakim’e hidayet eder” ayeti Hudeybiye dönüşünde Nebiy s.a.v.e nazıl olduğunda şöyle buyurdu: ”Bu gece bana öyle bir ayet nazıl oldu ki Arz’da bulunan herşeyden bana sevgilidir”... Sahabe “Heniyen Merien(bu nimet sana afiyet olsun, gönül huzuruyla) ya Nebiyyallah bu ayet sana ne yapılacağını beyan ediyor, sana ait; ya bizim durumumuz?” demeleri üzerine de “Ve dahi imanlı erkek ve kadınları içinde ebedi kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokması, onlardan kötülüklerini silmesi içindir... İşte bu indallah’da aziym bir kurtuluştur” ayeti bildirildi...
Bu minval üzere seferi halde cereyan eden diğer olaylara bu sure açıklık getirmiş oldu...
Abdullah İ.Abbas r.a.ın rivayetine göre Ahkaf: 9’da, “Bana ve size ne yapılacağını bilmem” ayeti nazıl olunca, inceliği anlamayan yahudiler ve müşrikler sevinerek “Kendisine ne yapılacağını bilemeyen adama biz nasıl uyarız?” dediler... İşte Fetih: 1-2 ayeteleri ile anlatılan fetih ve in’am buna da bir cevaptı...
Fetih Suresi, adını 1., 18. ve 27. ayetlerindeki “Feth” kelimesinden ve Hz.Rasulullah’ın fetihlerini bahstemesinden, “Feth”i tanımlamasından dolayı almıştır... Fetih Suresi, 29 ayettir...
Bu Sure’de, Hudeybiye seferi yanında bahsedilen diğer konuları özetlersek:
Özellikle Hz.Rasulullah’a lutfedilen Fetihler, ilahi nimetler ve nitelikler ile ümmet-i muhammed’in (Tevrat ve incil’de de bahsedilen) özellikleri hakkındadır...
Şöyleki:
Hz.Rasulullah s.a.v.e zahir-batın tüm fetihlerin verildiği; bunun bir gereği olarak da geçmiş ve gelecek tüm günahlarının mağfiret edildiği, ilahi ni’metin Onun üzerine Onda tamamlandığı, sıratı mustakıyme tam hidayet edildiği ve Allah’ın Aziyz ve Nasıyr olarak onu bu fetihlere muzaffer kıldığı ilk ayetlerde açıklanıyor...
Hz.Rasullah’ın şahiyd, müjdeci ve uyarıcı olduğu; Ona biat edenin Allah’a biat etmiş sayıldığı; BiaturRıdvan sahibi mü’minlerden Allah’ın razı olduğu ve feth-i karib ile ğanimetlere nail olunacağı; Hz.Rasulullahın rüyasının aynen çıkması ve “MUHAMMED” ismine nisbetle RASULULLAH olduğu ve Onun risaletindeki misyon ve hidayet gücü ile İslam’ın yeryüzündeki tüm din anlayışlarına galip geleceği haber veriliyor...
Surede vurgulanan önemli bir husus ta SÜNNETULLAHın asla değişmeyeceğidir...
1-) Kesinlikle sana öyle bir fetih (görüş açıklığı) verdik ki, (o) Feth-i Mubiyn’dir (apaçık açık hakikati sistemi müşahede)!
2-) Bu yüzden Allâh, senin geçmiş ve (fethe rağmen oluşacak) gelecek tüm zenbini (bedenselliğinin doğal getirisi perdeliliklerini) mağfiret eder (örter) ve sana olan nimetini tamamlar; seni, hakikatini yaşama yolunda yürütür!
3-) Allâh seni benzersiz, karşı konulmaz bir zafere erdirir!
4-) İmanlarının kat kat artması için, iman edenlerin kalplerine sekine (sükûn, güven duygusu) inzâl eden “HÛ”dur! Semâlar ve arzın orduları Allâh içindir! Allâh Aliym’dir, Hakiym’dir.
5-) İmanlı erkek ve kadınları, içinde ebedî kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokması, onlardan kötülüklerini silmesi içindir... İşte bu Allâh indînde azîm kurtuluştur!
6-) Bir de Esmâ’sıyla hakikatleri olan Allâh hakkında su-i zanda bulunan (O’nu tanrı gibi düşünen) münafık (ikiyüzlü) erkek ve kadınlara, şirk koşan erkek ve kadınlara azabı yaşatması içindir! Zanları yüzünden devranın belâsı başlarında patlasın! Allâh onlara gazap etmiş, onları lânetlemiş (inkârları sonucu hakikati yaşamaktan uzaklaştırmış); onlar için cehennem hazırlamıştır! Ne kötü dönüş yeridir!
7-) Semâlar ve arzın orduları (kuvveleri) Allâh’ındır... Allâh Aziyz’dir, Hakiym’dir.
8-) Muhakkak ki biz seni şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak irsâl ettik!
9-) Artık varlığınızın Esmâ’sıyla hakikati olan Allâh’a ve Rasûlüne iman edip; O’na yardımcı olasınız, O’nu yüce bilip saygı gösteresiniz ve sabah akşam O’nu tespih edesiniz.
10-) Gerçektir ki (Rasûlüm) sana biat edenler (el tutuşup bağlılık sözü verenler) Allâh’a biat etmişlerdir ve Allâh’ın EL’i onların elleri üzerindedir (Biat edenlerin elleri üstünde Allâh’ın eli tedbir eder)! Kim sözünü bozarsa sadece kendi nefsi aleyhine bozmuş olur; kim Allâh ahdinde bağlılık gösterirse, ona da büyük ecir verir!