80. 'Abese Sûresi
Abese Suresi, Mekke-i Mükerreme’de 24.sırada nazıl olmuştur... 42 ayettir... Adını, ilk ayetinin ilk kelimesinden alır... 15.ayetinden dolayı “Sefere”, 33.ayetinden dolayı “Sahha” diyede adlanır... “Abese”, kaşlarını çattı, yüzünü ekşitti, anlamlarına gelir ki, bu surenin ilk bölümünün sebeb-i nüzülü ile alakalıdır... Hadisenin şöyle cereyan ettiği rivayet edilir:
Hz.Rasulullah s.a.v. (Utbe b.Rabia, Ebu Cehil b.Hişam, Abbas b.Abdül Muttalib,..gibi) Kureyş’in ileri gelenleri ile, onların müslüman olmalarını umarak “Allah”a ve İslam’a davet edip konuşuyorlarken, İbni Ümmü Mektum böyle bir konuşmanın üzerine geldi... A’ma olduğu için de Hz.Rasulullah’ın başkaları ile meşgul olduğunu bilmiyordu... Birkaç defa: “Ya RasulAllah!.. Allah’ın sana öğrettiğinden bana da öğret” deyip isteğini tekrarladı... Sözünü kestiği ve muhatabı olan Kureyş ileri gelenlerinin taassubları dolayısıyla Hz.Rasulullah’ın yüzünde hoşnutsuzluk belirdi ve suratını asıp konuştuğu kimselere yönünü dönerek konuşmağa devam etti(ki böylece İbni Ümmü Mektum’a sırtını dönmüş oldu... Bunun üzerine bu sure’nin ilk ayetleri nazıl oldu... Hz.Rasulullah’ın yüz halini ve yönünün ne tarafa dönük olduğunu a’ma olduğu için görmesi sözkonusu olmayan bu zata Hz.Rasulullah her fırsatta ikram eder ve şöyle derdi: “Merhaba, kendisi hakkında RABBİMİN itab ettiği kimse!... Bir ihtiyacın var mı?”... Hatta,Veda Haccı’na çıkarken ve iki ayrı gazve için sefere çıkarken Hz.Rasulullah s.a.v.in, Medine-i Münevvere’de, İbni Ümmü Mektum’u kendi yerine vekil bıraktığı da rivayet edilir ki bu da ayrı bir şeref ve bir iltifattır...
Olayın zahiri böyle olsa da, bize göre işin gerçeği, alemlere Rahmet olarak irsal olunmuş, bütün Nebiylerin imamı, Veliyler’in basiret Nuru, cümle ariflerin feyiz kaynağı olan Efendimiz s.a.v.in gafletinden dolayı değil, belki Rabbinin bir ma’rifetinden ve mekarim-i ahlak için kemalinin izharından hasıl olan örnek bir deneyimdir... Bu bakışla buyurun ayetleri OKUmağa çalışalım!...
Abese Suresinde: İbni Ümmü Mektum hadisesinin öğrettikleri.... Mü’min hikmetin-ilmin arayıcısıdır, şaki ise kendini müstağni görür... İnsan’ın nankörlüğü... İnsan’dan akıl gözü ile bakması istenen taamı nedir... Sahha... İnsanın çevresinden firar edeceği gün... Apaydınlık ve kara olan yüzler... Kafir-facir,... gibi konular açıklanmaktadır...
1-) ‘Abese ve tevella;
Asıldı yüzü ve çevirdi yüzünü!
2-) En câehül’a’mâ;
O âmâ geldi diye.
3-) Ve ma yüdriyke le’allehu yezzekkâ;
Ne bilirsin, belki o arınacak!
4-) Ev yezzekkeru fetenfe’ahüzzikra;
Yahut hatırlatılanı düşünecek de böylece o zikra (hatırlatma) kendisine fayda verecek!
5-) Emma menistağnâ;
Kendini mustağni görene gelince...
6-) Feente lehu tesaddâ;
Sen ona ilgi gösteriyorsun!
7-) Ve ma ‘aleyke ella yezzekkâ;
Onun arınmamasından sana ne!
8-) Ve emma men câeke yes’â;
Ama sana öğrenme hevesiyle gelen o!
9-) Ve hüve yahşâ;
O haşyet duyuyor!
10-) Feente ‘anhu telehha;
Sen onunla ilgilenmiyorsun!