Evrensel Öz ve Özümüz
İnsanın, asla evrenden söz edemeyeceğini; “Evren” ismi altında anlatılmak istenen şeyin, ancak ve sadece kesitsel algılama araçları beş duyuya dayanan “insanın evreni” olduğunu anlatmıştık...
Daha sonra da, “madde” diye bir şeyin gerçekte var olmadığını; “madde” tespitini dahi beş duyuya dayanan algılama araçlarının yaptığını; başka algılama araçlarının da başka “madde”ler tespiti yapabileceğini açıklamaya çalışmış; ve her algılama aracına GÖRE değişen sayısız “madde” âlemleri vardır; ki onlar, bize göre, hep “madde ötesi” âlemlerdir, demiştik...
İnsan, beş duyu verileriyle evreni tanıyamayacağına göre; insan, evren içi bir varlık olduğuna göre; evrende her şey, madde ötesi dalgalardan ya da kuantsal yapıya dayanan çeşitli frekanstaki, çeşitli anlamları kapsamında bulunduran birimler olduğuna göre; bu takdirde özü itibarıyla “İNSAN” nedir?
Gözden öze yönelebilenlere, gözden öze geçebilenlere, beyinlerini beş duyu verileriyle bloke olmaktan kurtarıp, derin ve kapsamlı düşünce yoluyla, madde sanısından “Evrensel Öz”e doğru, bilim artı sezgi gücüyle kullanabilenlere göre...