İbadet, Kişinin Kendisi İçindir!
“İbadet” adı verilen bütün çalışmaların, tamamıyla, beynin biyoelektrik ve biyoşimik yapısıyla ilgili olduğundan söz etmiştik...
İbadetlerin bir kısmı, bilindiği üzere, bedenin ihtiyaç duyduğu biyoelektrik enerjiyi temine dönük olarak yapılmaktadır.
Bu enerji beyin tarafından değerlendirilerek, dalga bedene; ilim ve güç olarak yüklenir... İşte bu sebeple de, beyin durup, devre dışı kaldıktan sonra, yani “ölüm tadıldıktan” sonra, artık ölüm ötesi yaşamda ibadetler kalmaz!.. İşte bu yüzden ölüm ötesinde şeriatın teklifleri geçerliliğini yitirir!.. Zira, zâhirle ilgili bütün bu teklifler, hep beynin biyoelektrik ve biyoşimik yapısıyla ilgili olarak düzenlenmiştir!
Bu arada fark etmemiz gereken çok önemli bir husus daha vardır;
İSLÂM DİNİ öncelikle kişinin “ALLÂH”ı bilip; elden geldiğince tanıması, ve bunun yanı sıra da ölüm ötesi yaşama hazırlanma çalışmaları olan ibadetlerini yapması gayesiyle gelmiştir.
Allâh Rasûlü insanlara, İslâm’ın öngördüğü kurallara göre yaşamasını tavsiye etmiş ve bu kurallara uyulmaması hâlinde de, o nispette kişinin bundan zarar göreceğini vurgulamıştır.