İlmî Sûret ve Hologram
Hologram bir insan görüntüsü düşünün… O, kendine göre vardır, hareket eder, konuşur, anlatır… Kendisinden açığa çıkanlar, başkalarınca görülür algılanır… Ama o hologram insan, varlığını her an kendisini projekte edenden alır! Projekte eden bir an kesse gönderimini, o hologram insan “yok” olur! (“Âlemler nazar-ı ilâhî ile kaîmdir” uyarısını hatırlayın.)
İşte “çok boyutlu tek kare resim” olan âlem içre âlemler, tümüyle bir “holografik gerçeklik”tir!
İlmiyle, ilmini, ilminde seyredenin seyri sonucudur “holografik gerçeklik” olan âlemlerin varlığı!
“Âlemler vehim nûrundan yaratılmıştır!..”, “Âlemlerin aslı hayaldir!..”, “Anka bir kuşun adıdır ki adı vardır, varlığı “yok”!..”, “Varlık hayaldir, vehmedenden kaynaklanan!..” gibisine geçmişte Hakikat ehlinden açığa çıkmış bulunan tespitler acaba neye işaret ediyordu dersiniz?
“Herkes ne için yaratılmışsa ona o kolaylaştırılır… Bunun için herkes kolaylıkla başaracaktır ne için yaratılmışsa onu…” uyarısı sadece insanları mı anlatıyor; yoksa “çok boyutlu tek kare resim” olan evren içre evrenlerdeki figürlerin her birinin “NOKTA”dan projekte olan doğrultusunu mu?
00:10 Ramazan ayı “oruç” ayı…“İman”ın gereğini hakkıyla yaşayarak “ORUÇ” tutanlar, “ilâhî kuvvelerle tahakkuk” etme bayramını yaşayacak! “Müminin iftar sevinci” bu olacak!.. Aç kalanlar, karınlarını doyurma bayramına ulaşacak!.. Kimin salâtı mi’râc olup, iman ettiğinin hakikatini yaşamak suretiyle “oruç” hissedişi açığa çıkarsa; “orucun mükâfatını ben veririm” sırrı kendisinde açılacak... “DEHR”, İndallâh’taki sayısız “DATA”lar, “NOKTA”lar sürecidir ki bu boyuta(!) biz “ALLÂHU EKBER” diyerek işaret etmekteyiz. Sonsuzluktaki “NOKTA”lardan bir “NOKTA” olan “DATA” anılmazdı bile “ALLÂH indî”nde!..
04:15 “DATA” diledi, ilmiyle, ilmini, ilminde seyretmeyi... Bilinmeyi diledi, Hakikat-i Muhammedî’ye büründü!.. Bilmeyi, seyretmeyi yaşamak için de Âdem’i (aslı “yok” olan) irsâl eyledi! Beyin aynasından kendini seyreyledi!.. Esmâ mertebesi olarak işaret edilen “DATA”, kendi başına düşünülürse, hiçbir tarif ve tavsif O’na ulaşmaz! Hakikat-i Muhammedî kisvesine bürünmekle, ilk tecelli ile tüm isimlerin özellikleri O’nda belirir ve bu sonsuza dek devam eder çeşitli özelliklerin açığa çıkışıyla...
08:20 “Âlemler vehim nûrundan yaratılmıştır” diyor “İnsan-ı Kâmil” yazarı Seyyid Abdülkerîm Geylânî (Ciylî). Kendisinden hadsiz hesapsız feyz aldığım zât!.. “Vehim” nûrundan her an “var” olup, hemen sonrasında “yok” olarak sürekli yeniden yaratılan “çok boyutlu tek kare resim”, Esmâ mertebesi ilmi olarak seyredilmede... “DATA”! Tüm bildirilmiş ve bildirilmemiş Esmâ ül Hüsnâ, O’ndaki özelliklere işaret eder… Ki bu özellikler “tek kare resmin” mürekkebidir!..
13:12 “EZEL”in “DATA”dır!.. “EBED”in “DATA”!.. “El Ezel” ya da diğer isimlerin işareti, zaman ve mekânsallığa değil, boyutsallığa işaret eder. “Her şey, O’ndan gelir boyutsalık içinden ve O’na döner”! Her “AN” gerçekleşir bu olay, SEYREDEN indînde! Ki bu da bir bakıştır yalnızca! Gerçekte, zaman-mekân ve dahi boyutsallığın olmadığını hatırlayalım...“AN”, “MUHYİ”dir, “MUMİT”tir, “BÂİS”tir!..
16:18 “DATA”dır; münezzehtir yarattıklarında aşikâr eylediği kavramlarla, “isimlerin işaret ettiği özelliklerle” kayıtlanmaktan, sınırlanmaktan!..
20:45 Tüm bu açıklama ve uyarılar, bize göre bir anlatımla, ilmini, ilmiyle seyrin, oluşma aşamalarını açıklamak içindir KİTAP’ta!..“Kur’ân-ı Kerîm” O!.. Zengin ve cömertçe (Keriym) açıklayan BİLGİ KAYNAĞI! Eşsiz Kitap! “OKU”yabilene…“DATA” adıyla tanıtmaya çalıştığımız “NOKTA”nın ilmiyle, ilminde seyri ve bu seyir sürecinde yaratılan, “yok”tan “var” edilen “İLMÎ SÛRET”ler! “Çok boyutlu tek kare resmin” figürleri!.. Âlem içre âlemler, evren içre evrenler!
26:50 Şimdi gerçekçi bir biçimde, kendini aldatmadan düşün lütfen…“YOK”luğun âmâsından ilim nûruyla “var” olup, ilmiyle, ilmini seyretmek; ve dahi “benliksizlik orucu”nun nimetlerini tatmak suretiyle yaşamak için mi var olanlardansın?.. “ORUÇ”unu bağlayabiliyor musun zaman zaman? Yoksa araya “beşeriyet iftarı” sokarak mı devam ediyorsun Ramazan’da?.. “Oruç”un, sana “Kaadir”i yaşatıyor mu gecenin karanlığında tüm varlık “yok”luğa kavuştuğunda? “DATA”nın, ilminde seyir için yarattığı “RUH” (yani ilmi) ve melekleri (yani Esmâ kuvveleri) tenezzül ederek beynine inzâl oluyor; sonucunda “gören gözün, işiten kulağın, söyleyen dilin, tutan elin” olup, “yok”luğunu hatta hiç “var” olmamışlığını yaşıyor musun?.. Kiminle muhatap olup, hitabın kimden geldiğini kavrayabiliyor musun? Bu gerçeğin “EDEB”iyle yaşamak açığa çıkıyor mu imanının sonucu olan “oruç” sonrasında senden?..