Nereye Kadar Akıl?
Aklın önemi üzerinde dururken, bilindiği üzere İmam Gazâli’nin “İhya-u Ulûmid’din”de yazdığı Rasûlullâh (aleyhisselâm)’ın şu açıklamasını nakletmiştik...
“Yâ Âli, herkes Allâh’a BİRR ve sâlih ameller kapılarından yaklaşır!.. Sen, aklın ile Allâh’a yakîn olanlardan ol...”
Bugüne kadar hep Allâh’a akıl ile yaklaşmanın değerinden bahsettik. Kitaplarda da özellikle bunu anlattık.
Ancak şimdi daha değişik bir incelik üzerinde duracağız...
Allâh’a niçin, iman ile yakîn elde etme esası getirilmiştir?..
Hz. Rasûlullâh (aleyhisselâm) niçin imanı öne almıştır?..
Kur’ân-ı Kerîm niçin devamlı olarak “Elleziyne yu’minune”; “Onlar ki Allâh’a iman ederler” der de; buna karşın çeşitli âyetlerde de aklı öne sürer.
“Hâlâ tefekkür etmeyecek misiniz?”…
“Hâlâ idrak etmeyecek misiniz?”…
“Hâlâ anlamayacak mısınız?” der.
Öyle ise, insana yakışan davranışların kökeninde düşünce ve idrak yatmalıdır; şartlanmalar ve etraf değil!
Burayı çok iyi fark etmek zorundayız...