Rasûlullâh'ı OKUmak
Kur’ân-ı Kerîm’i “oku”mak çok çok önemli de...
Acaba bizi O’nunla yüz yüze getiren Allâh Rasülü’nü “oku”mak daha mı geride?.. Allâh Rasûlü’nü “oku”madan, acaba O’nun bize tebliğ ettiği “Kitab”ı ne kadar ve nasıl “oku”yabiliriz?
Genelde insanların, müslümanların, Rasûlullâh’ı “oku”mak gibi bir sorunu yoktur!
Anlayışı kıt o çoğunluğa göre...
Hz. Muhammed (aleyhisselâm) sanki Sirius yıldızında oturmakta olan tanrının, oradan tebliğ edilmek üzere emirlerini gönderdiği Dünya üzerinde seçilmiş postacısıdır!..
Tanrının aklına estiği gibi yolladığı fermanları, Cebrâil adlı aracı kurumdan(!) alıp, insanlara tebliğ ile görevli, adli tebliğ bürosu memuru sanki! Yukarıdaki ferman buyura; postacı tebliğ ede; biz kapıkulları da buyrukları tuta! Tutmayanları da kraldan kralcı, yukarkinin kulları döve, öldüre, katlede; “katli vacip” fermanı çıkara! Yukarki adına, evlendirme, yargılama, katletme! Kısacası, yukarıdaki Tanrının yeryüzündeki gölgesi ya da hoparlörü olan bir PEYGAMBER!
Ve, VEHMİYLE PEYGAMBERE tâbi olan çoğunluk!