Yenilenin Artık!
Zor, çok zor geliyor kapsamlı ve derinlikli düşünmek!
Kolayımıza geliyor, göze-kulağa dayalı bir tanrı, bir dünya ve de özel ulak postacı elçi peygamber kabulü!
Sonra da diyoruz, “tanrı Türkü korusun”, “tanrı Arabı korusun”, “tanrı Yahudiyi, Hinduyu, İngilizi korusun!..”“God bless America”!.. Bölgesel tanrı!!!
İnsan gibi düşünen ve insanî duygularla dünyayı yöneten bir tanrı!
“Allâh” ismiyle işaret edileni kavrayamadık ama, hiç olmazsa tanrıyı insanlaştırdık ya!!!
YENİLEN dostum!
Yenilenmen için Dünya’nın tüm bilgileri şu an elinin altında, klavyenin ucunda…
Deccaliyetin akı kara, karayı ak gösteren televizyonları varsa; Mehdiyetin de sana her doğruyu bulduracak, kavratacak interneti var!
Kendini düşün, Dünya’yı düşün, Galaksi’yi düşün; varsa kapasiten, evren içre evrenlerde bir Dünya mesabesinde olan bu evreni düşün!
Bütün bunlardaki her tür ve yapıyı yaratan o korkunç azamet sahibi muhteşem varlığı düşün!
00:10 Yeryüzünde yaşamış en muhteşem beyin ve insan, Allâh Rasûlü ve son Nebisi Muhammed (aleyhisselâm)’ın açıkladıklarını anlamamış insanların, hayallerinde tasavvur ettikleri “elçi peygamber” anlayışı yüzünden, nelerden mahrum kaldıklarını biliyor musunuz?.. Hayallerinde oluşturdukları “tanrı” anlayışına “Allâh”ın ismini etiketledikleri için, kozaları içinde nasıl boğulup gittiklerini görüyor musunuz?..
03:50 “RASÛLLÜĞÜNÜN” hakikatinin, “Esmâ mertebesi”nin ilk tecellisi olan “RUH” adlı melek veya “Hakikat-i Muhammedî” veya “Mümin” olduğunu anlayabilsek!.. “Esmâ mertebesi”ndeki ilim ve özelliklerin açığa çıkması iradesiyle, “her an yeni bir şanda” olarak meydana gelmiş “Tecelli-i vâhid” denilenin, “Risâletin hakikati” olduğunu bir kavrayabilsek!..
05:18 “Risâlet hakikati”nin yeryüzünde açığa çıkmış en muhteşem beyine inzâl oluşuyla, O yüce Zât’ın “Allâh Habibi ve en kapsamlı ahlâk sahibi” oluşunun bağlantısını ve dahi ne demek olduğunu düşünebilsek…“Rasûlullâh’ın ahlâkı, Allâh’ın ahlâkı idi” işaretinin anlamını işte o zaman fark edebileceğiz...
08:26 Tüm bu evren içre evrenlerdeki her şeyi yaratanın “ahlâk”ı ne ola; bir düşün Allâh rızası için! En sevdiğinin hatırı için!.. O’nu bir insan ya da tanrı gibi tasavvur etmekten kaçınarak düşünmeye çalış!..
09:05 “RASÛL”ün, “RİSÂLET”in hakikati, özü, aslı nedir?.. Bizden de…“ALLÂH RASÛLÜ”nün ahlâkıyla ahlâklanmamız isteniyorsa; acaba bu ne demektir?.. Allâh Rasûlü, evrensel insandır!..“İnsan”da açığa çıkan bilinç, gerçekte “evrensel bilincin”, beyinden “fıtrat”ına (programına) göre açığa çıkmış hâlidir!..“Sen kendini küçük âlem sanırsın, oysa büyük âlem sensin” diyen “ilmin kapısı”, velâyetin zirvesi Hazreti ÂLİ, acaba sana neyi fark ettirmek istiyordu ki?..
11:38 YENİLEN artık!.. Senin kabul ettiğin gibi madde diye bir şeyin gerçekte hiçbir zaman var olmamış olduğunu fark et, anla artık!..
15:34 Hücrelerine, DNA’larına, moleküler yapına, atomik katmanına-katmana, kuarksal katmana “BASIYR” olarak yönel!.. “SEMİ” ile algıla!.. Seyreyle!..Dünya yaşamında bunu gerçekleştiremezsen, böylece devam edecek boyutsal yolculuğuna ve sonsuza dek “âmâ” olarak kalacaksın!..
20:10 “Mümin müminin aynası” ise… Birinci “Mümin” Esmâ mertebesindeki “Mümin” isminin hakikati, ikinci “Mümin” de “Rasûl’ün hakikati” ise…“Kalp kalbe karşı ise”... İkisi birbirini yansıtıyorsa…“Müminin kalbinde, Esmâ mertebesi mevcut” ise… Kalpsiz, kalbindekinden “bîhaber” olan ise...
28:08 Kişinin DİN konusunda içine düşeceği en büyük felaket, kökeninde “tanrı-ilâh” kavramının olduğu DİN anlayışıdır!.. Bu anlayıştır ki, sizi sonuçta yeryüzünde “tanrı hoparlörü peygamber” anlayışına sürükler!.. Bu anlayıştır ki, sizi “bedensellikten ibaret benlik” kabulüne sürükler; bu anlayıştır ki beden-beşer anlayışını doğurur!..
33:07 Her bir katmanda mevcut birimlerin amacı, bir üst yapıya veya katmana çıkmaktır! “Fâtır”ın programı böyle açığa çıkartır birimleri...Her bir birim, kendi derûnundaki (noktasından gelen) hakikatin özellikleriyle, varoluş amacı doğrultusunda yolculuğa koyulur...Evren içre evrenlerin hakikati olan kuvve (melek), yer aldığı boyuttaki işlevine göre isim alır...
35:20 İnsan beyni, madde olarak algılanan yapıda ulaştığı en mükemmel yapıdır! Yeryüzünde ondan daha mükemmel ve muhteşem bir yapı yoktur!..Esmâ mertebesinin, yaşamakta olduğumuz boyuttaki aynasıdır beyin!..
38:25 Bildiğiniz gibi, beynin içinde görüntü veya ses yoktur! Beyin görüntüyü kendisi oluşturur... Sesi de! Dışarıda gördüğünüzü sandığınız HER ŞEY, gerçekte beynin kendi içinde oluşturduğu şeylerdir. Madde veya mânâ, cin veya melek! Hangi isimle neyi kastederseniz edin, hepsi de beynin kendi oluşturduğu kendine göre olan sûret veya sestir!
40:30 “Kalp” diye tarif edilmiş olan “şuur” ne kadar kapsamlı ve derinlikli değerlendirme yaparsa, ona göre adı da değişir… “Sır”, “hafî”, “ahfâ” gibi… İnsan hissettiği boyutu yaşar… Beyin, “B” sırrı şuurunu açığa çıkarabilecek kemâliyle, “halife” olmuştur yeryüzünde!.. “İNSAN” adı ve vasfıyla…Görebilene… Değerlendirebilene!..