Tanrı mı Allâh mı? #2
Evrende mevcut olan her birim, yapısına ve algılama aracına göre yer aldığı katmanda, tüm evrensel öz değerlere sahiptir. "Evrensel öz"e sahip bulunan her birim, kendi algılama araçlarının oluşturduğu katmanda yaşadığı sürece, o katman kendi "madde" dünyası olarak mevcuttur; diğer katmanlar ise, "yok" hükmünü alır, algılama aracının kapasite yetersizliği dolayısıyla!
Gerçekte, evrende mevcut bulunan her şey, aynı özden meydana geldiği için, ister "Yaratan Güç" denilsin, ister günümüz deyişiyle "Salt Bilinç" diyelim bu evrensel kudret ve ilim, holografik bir biçimde, evrenin her katmanındaki her birimin her noktasında, aynı şekilde mevcuttur!
09:00 Kur’an isimli mucize kitap, yukarıdan "pat" diye inmiş bir kitap değil; insanların hazım süresine göre, 23 senelik süreye yayılan metindir. İnsan, hiçbir zaman, evrenin varoluş sistemi gibi konuları kısa bir sürede kavrayamaz.
22:00 Kuran’ın açıkladığı "Allah ismiyle işaret edilenin" manası, nasıl oluyor da "tanrı" diye düşünülüyor?
28:00 "Ahad" öyle bir "TEK" ki parçalardan oluşmamış; parçalanması, cüzlere ayrılması mümkün olmayan; sonu ve sınırı söz konusu değil!
29:00 Öyle bir "TEK" ki; meydana getiren, ne bir varlık, ne de bir güç vardır; ne de o "TEK" ten meydana gelen başka bir varlık söz konusudur.
31:30 Allah’ın sınırı olmayışının manası nedir?
34:00 Şayet Allah’ın sınırsız olduğunu söylüyorsak; "Allah" nerede bitiyor ki; bizim bedenimiz, ruhumuz veya şuurumuz başlasın!
42:00 Evreni meydana getiren salt enerji boyutu, bilince ve şuura sahiptir. Evrende mikro veya makro planda bir sistem ve düzen vardır.
43:00 "Ben" dediğimiz varlığımız, ister madde beden boyutuyla, ister ruh boyutuyla, ister şuur boyutuyla kabul edilsin; her zerremizde mevcut olan o evrenin orjinindeki enerjidir. O evreni var eden şuur, bilinç, bizim de her zerremizde mevcuttur.
51:00 Susadığınız ve yapımızın biyokimyasının ihtiyacı nedeniyle su içtiğimizde, içilen suya Allah’ın ne kadar ihtiyacı varsa, ibadetlerimize de o kadar ihtiyacı vardır!
54:00 Dini anlayabilmek için bedenimizi de tanımamız gerekiyor. Bu konuda belki de hiç duymadığınız açıklamalar: Beynin çalışması için gerekli ana girdi nedir; nasıl ruha yüklenir?
57:00 Rasulullah o zamanın şartları altında fark ettiremediği gerçekleri “bunu yap sevaptır” veya “bunu yapma günahtır” diye açıklamıştır. Bize düşen şey ise bunları sorgulamak ve nedeni araştırmaktır.
01:08:00 Beyin hücreleri, kendilerine ulaşan impalsın frekansı ile programlanmaktadır!
01:09:00 Beyinde işitme, görme, şekil yoktur; beyinde sadece kavramlar söz konusudur!
01:12:00 Beynin çalışması sırasında oluşan elektrik akımı, geçtiği beyin hücresi hangi frekansa programlanmışsa, o frekansın kavramını, anlamını algılar, hisseder, değerlendirir. İşin püf noktası ve dinin gelme sebebi ve yaşamın tüm sırları da bu noktada mevcuttur!
01:16:00 Beynimizin ürettiği mikrodalga yapıyı, ses ve görüntü olarak meydana getirdiğini ve bu üretimin de ruh veya holografik mikrodalga beden olarak adlandırıldığını biliyor musunuz?
01:20:00 Ölüm ile biyolojik bedenden mikrodalga beden yaşamına sıçrama yapıtığımızı duymuş muydunuz?
01:22:00 Mezara diri diri konulduğumuzu biliyor muydunuz ve de... hazır mısınız?
01:28:00 Dindeki ibadetler; ruh bedenin, ölüm sonrası geçeceği boyutun yaşam şartlarının gereği olarak teklif edilmiştir.
01:30:00 Dindeki ilk ana hüküm "zikir"dir ve diğer ibadetlerin özü ve esası da zikirdir. Çok farklı bir anlatımla zikrin ne olduğunu öğrenmek ister misiniz?
01:37:00 Zikir yaparken, inansanız da inanmasanızda veya zikrettiğiniz kelimenin anlamını bilsenizde bilmesenizde önemi yoktur. Deneyin ve görün. Ne kaybedersiniz ki.
01:40:00 Beş duyu şartlanması olarak kendimizi beden kabul ediyoruz. İşte "Kuddüs" isminin zikri ile bu beden olmadığımız; bu beden değilsek ruh beden de olmadığımız; Allah ilminin zahire çıkışı olan "şuur" veya "bilinç varlık" olduğumuzun farkındalığı oluşmaktadır!
01:43:00 İnsan zikir yoluyla beyin kapasitesini geliştirerek, anlayışını, ilmini arttırma özelliğine ve gücüne sahiptir.
01:45:00 Zikir ile "beyin kapasitesini" dolayısıyla "ruhumuzun nurunu" yani "mikrodalga bedenimizin enerji potansiyelini" arttırmak mümkündür! Bu sayede dünyanın ve bu sistemin içinde bulunduğu boyuta olan manyetik bağlılıktan kurtulmaya başlanmaktadır.
01:48:00 Kıyametteki "Sırat" olarak ifade edilen; insan ruhlarının (mikrodalga beden) güneşin radyasyonunun çevrelediği dünyadan kaçış sürecidir. Bu da Kuran’da bütün insanlar cehennemin içinden geçecektir diye sembolik olarak anlatılmıştır. İşte ibadetlerin amacı da bu mikrodalga bedenin enerji potansiyelini arttırmak içindir diyebiliriz.
01:53:00 Şartlanma, değer yargıları ve duyguların oluşum mekanizması ve bunun sonuçları nelerdir?
02:03:00 "Allah’ı gören kişide" kin olmaz, nefret olmaz, düşmanlık olmaz, hangi isim ve resim altında olursa olsun o ‘TEK’i seyreder; "O"na aşıktır ve yaşamı cennet boyutunun da ötesindedir!