39. Zümer Sûresi
Cennetlik ve cehennemlik zümrelerden bahsettiği ayetleri dolayısıyla “zümreler” anlamına gelen “Zümer” Suresi, Mekke döneminde 59. sırada nazıl olmuştur... 53. ayetinin (bazı rivayetlerde ise 53’den itibaren 7 ayetin ve 23.ayetin) Medine-i Münevverede indiği rivayet olunan bu sure 20.ayetinde geçen “Ğuraf= odalar” dolayısıyla Ğuraf Suresi olarak da geçmiştir...
Zümer Suresinde: Vahdet ve Sistem gerçeği, insan’ın gerçeği, ana rahmindeki üç karanlık aşaması, ilmin-bilmenin sorumluluğu, ihlas, tağut, sinesi İslam’a açılanlar, Allah’dan gayrı herşeyin “ölü” olduğu, sıddıkıyet, Allah’ın vefat ettirdikleri, şefaat, Allah’ın bildiklerimizle kayıtlanamıyacağı, Rahmetullah’dan ümit kesilmemesi gerektiği, müşrikin tüm amellerinin boşa gideceği, kıyamet, nefh-i sur’lar, cehennem’e ve cennet’e sevk olunacak zümreler, Arş’ın havalesinde dönüp tesbih eden melekler,... gibi pek çok mühim husus açıklanmaktadır....
Zümer Suresi, 75 ayettir....
1-) Tenziylül Kitabi minAllâhil ‘Aziyzil Hakiym;
Bu BİLGİ, Aziyz Hakiym Allâh’tan boyutsal olarak şuuruna indirilmiştir!
2-) İnna enzelna ileykel Kitabe Bil Hakkı fa’budillahe muhlisan lehüd diyn;
Muhakkak ki biz sana O BİLGİyi Hak olarak (hakikatin olan Esmâ boyutundan açığa çıkardık) inzâl ettik! O hâlde Din’i, (varlıktaki sistem ve düzenin mutlak hâkimi - hükümranı olarak) Allâh’a kulluğunun farkındalığıyla yaşa!
3-) Ela Lillâhid diynül halis* Velleziynettehazû min dûniHİ evliyâ’* ma na’budühüm illâ liyükarribûna ilAllâhi zülfâ* innAllâhe yahkümü beynehüm fiyma hüm fiyhi yahtelifun* innAllâhe lâ yehdiy men huve kâzibün keffar;
Dikkat edin, hâlis din (mutlak sistem ve düzen) Allâh (Esmâ’sının açığa çıkması) içindir! O’nun dûnunda (tanrısal kuvveler vehmedilenleri) velîler edinenler: “Biz onlara, sadece bizi Allâh’a yaklaştırması için tapıyoruz” (derler)... Muhakkak ki Allâh onlar arasında, tartışıp durdukları konuda hüküm verecektir... Muhakkak ki Allâh, yalancı olup, hakikati inkâr eden kimseye hidâyet etmez.
4-) Lev eradAllâhu en yettehıze veleden lastafa mimma yahlüku ma yeşau, subhaneHU, HUvAllâhul Vâhid’ül Kahhâr;
Eğer Allâh bir çocuk edinme irade etseydi (olmasını kesin arzulasaydı), elbette yarattıklarından dilediğini süzüp seçerdi... Subhan’dır O! “HÛ” Allâh Vâhid, Kahhâr’dır!
5-) Halekas Semavati vel Arda Bil hakk* yükevvirulleyle alennehari ve yükevvirun nehare alelleyli ve sahhareşŞemse vel Kamer* küllün yecriy li ecelin müsemma* ela HUvel ‘Aziyzül Ğaffar;
Semâları ve arzı onlar yokken Hak olarak (Esmâ’sındaki özelliklerle) var kıldı! Geceyi gündüze dönüştürür, gündüzü de gecenize dönüştürür... Güneş’i ve Ay’ı işlevsel kılmıştır... Her biri belli bir ömre sahip olarak yoluna devam eder... Dikkat edin, “HÛ”; Aziyz’dir, Ğaffar’dır.