16. Cüz
Kehf: 75-110, Meryem Sûresi ve Ta-Ha Sûresinden meydana gelir...
Bu cüz’deki Kehf Sûresi âyetleri dolayısıyla şu hadisi şerifleri yazalım:
“Kim Kehif Sûresinin evvelinden ve ahirinden 10’ar âyet okursa Deccal’ın fitnesinden korunur”...
“Arz’a (Yeryüzüne) dört kişi malik olmuştur... Bunların ikisi mümin, ikisi kafirdir... Müminler, Zülkarneyn ve Süleyman’dır; kâfirler ise Nemrud ve Buhtunnasr’dır... Beşinci olarak Ehl-i Beytim’den birisi gelecek ve Dünya’ya mâlik olacaktır (Enbiya: 105?)”
Meryem Sûresi:
Hz. Zekeriyya a.s.ın dua mucizesi ve Yahya a.s.ın günahsızlığı (1-15)... Sûre’ye ismi verilen, “Rahman” açılımlı Hz. Meryem’in, tastamam bir beşer olarak temessül eden, irsal olmuş “Ruh”dan hamile olma mucizesi ve beşikte “Ben Abdullahım” diyen Meryemoğlu İsa mucizesi (16-40)... Sıddık Nebi Hz. İbrahim a.s.ın babasıyla imtihanı ve iki hidayet damarına (Hz. İshak soyundan gelen Nebiler ve Hz. İsmail hattından gelen Muhammedi nesile) kaynak olmasının hibe edilmesi (41-50)... Hz. Musa’nın “muhles” ve “Nebi Rasûl” olması; kendisine kardeşi Harun a.s.ın bir Nebi olarak hibe edilmesi (51-53)... Hz. İsmail a.s.ın “Nebi Rasûl” oluşu ve özellikleri (54-55)... Hz. İdriys a.s.ın sıddık bir Nebi oluşu ve a’li bir mekana ref’edilmesi (56-57)... Allâh’ın in’amda bulunduğu ana damar nesiller ve onlardan sonra gelenlerin “salat”’ı zayi etmeleri (58-59)... Adn Cennetleri ehlinin özellikleri (6-62)... “Allâh” isminin işareti olan kavram hiç bir varlığa ve ilaha verilmemiştir (65)... Cehennem’e herkesin uğrayacağı gerçeği (71-72)... Kafirlere şeytanlar irsal olunur (83-84)... Rahman’a haşrolunan muttekîler (85)... Kıyamet tecellisi kapsamında onların Tek Bir Ferd olması gerçeği (91-95)... Rahman’ın sevgisi ne (96)...
Ta-Ha Sûresi:
Hz. Muhammed a.s.ın Kurân’daki isimlerinden bir isimdir Ta-Ha (mudıl’siz hidayet noktası)... Haliye O’na (ikizine) inzal olan Kur’ân, (Onda) Rahman’ın arş’ı istivası, sırr ve ahfa’sı, “La ilahe illa HU” olan “Allâh” ismiyle işaret edilenin, Esma’ül Hüsna’nın sahibi oluşu mutlak hakikatının muhteşem irsali oluşu (1-8)...
Bundan sonra Hz. Musa’nın çok geniş kapsamlı tanıtılması gelir... Hem şahsi kemali için yaşadıkları, hem Firavun ile ilgili vazifeleri ve mücadelesi ve hem de israiloğulları ile ilgili işleri ve mücadelesi... Yani, hem Firavun ve hem de Samiriy ile ibretlik mücadelesi (9-98; bu sûrenin diğer bir ismi “Keliym”dir?)...
“Şefaat” işlevinin gerçekleşmesi için iki ana şart: Şefaat etmeye ve şefaatı kabule ehil olmak(109)...
Hz. Rasûlullâh a.s.a Kurân’da emredilen dua ve hangi vesileyle olduğu (114)...
Hz. Adem’e ahdini unutturan’dan ibret al (115)... Adem ve eşi’nin cenneti; şakavet, saadet ve dalaletin izahı (116-123)...
Kıyamet günü a’ma olarak haşrolunanlar (124-128)...
Dünya’nın sınav objesi olan süs ve zenginliklerine gözünü kaydırma, Bihamdihi tesbhih ettiğin Rabbinin rızkı daha hayırlı ve bakidir; salât’ta daim ol (130-133)...
Kur’ân-ı Kerîm’in nesnel varlığı açısından harf-kelime-âyet-sûre-kitab inşası ve anlamı vardır; ve bu yapı her devirde aynıdır... Bu Kitab’ın (mushaf’ın) “kaç sayfa” veya okuyana bir tertip ve kolaylık için “kaç bölüm” olması; ya da yazı tekniği, insanlara bağlı bir düzenlemedir ve bu zamana bağlı bir farklılık ve gelişme gösterir...
Aslında Kur’ân, cüzlere ayrılamaz!... “Allâh” ismiyle işaret edilen hakiki tekillikte tecezzi kabul etmez!...
Nitekim Kur’ân şöyle der:
Hicr: 90-) Muktesimiyn’e (Tevrat ve İncil’i, beşeri bir bilgiymiş gibi kısım kısım edenlere) inzal ettiğimiz gibi (sana da tecezzi yapılamaz bir tekillik olan hakikat ilmini inzal ettik).
91-) Onlar ki, Kurân’ı (Hz. Muhammed a.s.a İNZAL edilen, Hakikat ve Sünnetullâh için en şanlı bilgiyi), cüzler kıldılar (cüz cüz ettiler).
Bu nedenle Hz. Rasûlullâh a.s. döneminde, inzal olduğu kadarıyla, Kur’ân-ı Hakiym’in bölümleri “Besmele” ile ayrılan “Sûre”lerdi!... Sonradan olan cüz ayrımı yoktu... “Ayet”lerden oluşan ve “Besmele” ile ayrılan 114 “Sûre” vardır Kurân’da...
Oysa cüz ayrımı “Besmele”sizdir ve en-Nebi s.a.v.in vefatından sonra olandır!...
Kur’ân sûreleri’nin bile iki çeşit tertibi vardır...
1. Nüzûl sırasına göre olan mushaf... Hz. Âli r.a.ın mushaf’ı böyleydi...
2. Bugünkü kitabî tertip... Literatürde “son arz” denilen Hz. Rasûlullâh a.s.ın son Ramazan Ayı’nda Cibriyl’e mukabele etmesinin bu sıraya göre olduğu rivayeti üzerine...
Yani Hz. Rasûlullâh a.s. hayatta iken iki kapak arasına getirilmiş bir kitap halinde mushaf yoktu... Bu ilk defa Hz. Ebubekr esSıddık r.a. hilafetinde yapılmış ve en son halini de Hz. Osman zinnureyn r.a. zamanındaki çalışma ve çoğaltma ile almıştır...
Kurân’ın hem ders ve hıfz edilmesi, hem de düzenli olarak okunması için ilk başlarda yedi bölüm olarak uygulamasını yapmışlar; haftada bir hatim indirilmesi için bir düşünce ile... Daha sonra otuz bölüme ayrılarak, özellikle Kur’ân ayı olan Ramazan aylarında “salatul kıyam= kıyam salâtı” denilen “teravih” namazlarında, hergün Kur’ân-ı Kerîm’den bir cüz miktarı okunarak hatim edilsin; veya dileyen diğer aylarda da hergün okuyarak, hiç olmazsa ayda bir, baştan sona Kurân'ı okumuş olsun diye bir maslahat gözetilmiş... Hatta daha sonra bu “cüz”ler de “hizb” (cüz’ün yarısı) ve “rub”(cüz’ün dörtte biri)ne ayrılmış, gene belli kolaylıklar için...
Kurân’ın baştan sona okunacağı müddet için bir alt sınır belirtilmiştir: “Kurân’ı üç’ten az (üç günden az müddette baştan sona) okuyan kimse fakih (din’de derin anlayışlı) olmamıştır (ne okuduğunu anlamamıştır)”, hadis-i şerifi ile... Hz. Rasûlullâh a.s.ın bilinen sünneti, özellikle gece salâtında çok uzun sûreleri peşpeşe kıraat ettiği ve her Ramazan Ayı’nın son on günü içinde (son senesi 20 gün) i’tikaflı iken, Cibril ile inzâl olan Kurân’ı baştan sona mükabele etmesidir!...