Eski ve Yeni
Yaşam sürekli yenilenmektedir!
Sonsuza dek, her planda yenilenme de devam edecektir!
DİN adı verilmiş olan ALLÂH sistem ve düzeninin, bugüne kadar fark edilmemiş yeni yanlarını ve inceliklerini, sırlarını öğrenmek ve değerlendirmek için de, mutlaka yeni yaklaşımları ve çalışmaları sistemli ve düzenli şekilde sonuç alana kadar yapmak zorunludur!
01:55 Her şeyin, kendine göre bir sistem ve düzen içinde meydana geldiğini; bildiğimiz ya da bilemediğimiz bir sebep–sonuç ilişkisi içinde oluştuğunu anlatmaya çalışıyorum. Ne sihirbaz sopası var evrende, ne de sihirli değnek kullanan gökteki bir yıldızda yerleşik tanrı!
03:00 13 Eylül 1963 tarihinde, taklidî anlayışla, hadislerin işaret ettiği zikir ve diğer ibadetleri, İslâm Dini’nin gereklerini uygulamaya başladım. Bu alandaki tüm çalışmalarım, hep sorgulamak şeklinde gelişti o tarihten itibaren... Ne, neden, nasıl?..
05:40 Bu arada bana Allâh’ın “irade” sıfatının adı olan “MÜRİYD” isminin önemi fark ettirildi. İnsanın zayıf noktasının, irade sıfatının beyin açılımında yeterli açığa çıkmamasından kaynaklandığını; bu zayıflığın “Müriyd” isminin beyinde yoğun tekrarlanması suretiyle giderileceğini gördüm.
09:00 Yeni şeyler daima yeni uygulamalar eşliğinde açığa çıkar! Eski uygulamayla yeni şeyler üremez! Benim de yeni uygulamam, yalnızca, bahsettiğim bu isimlerin beyindeki tekrarı konusundaydı! Ve açığa çıkanlar da bu üç ismin anlamları doğrultusundaydı...
12:00 Düzenli ve sistemli bir çalışma ve dahi ibadet süreci olmaksızın tasavvuf konuşmak, okumak, “hobi” olmaktan öteye gitmez. Felsefe olarak kalır! Tasavvuf felsefesi okumak, tasavvuf felsefesi yazmak, tasavvuf ehli olmak değildir! Dünün tekrarı ile dünden öteye gidilmez!
13:35 Ben ne bir şeyhim, mürşidim, ne de izlenesi bir önder; ne de başka bir ünvan veya etiketi olan biri... Ne de başkalarından bir pâye bekleyen biri...