Mülhime Nefs
Mülhime nefs mertebesinde hâsıl olan marifet, “İlm-el yâkîn”i meydana getirir ve bu durumdaki kişi, gördüğü her şeye “HAK” der! Oysa bu, insanı hakikat âlemine uçuracak balondur ki, O güçlü sultanın sarayına ulaşıldığında patlatılarak, huzura girmek gerekir…
Gördüklerinin, “HAK”tan ayrı bir şey olmadıklarını bildirmek sadedinde, “her gördüğün Hakk’tır” denmişse de; bu gerçekte, erişilmesi istenen ana hedef asla değildir!
Görülen her şey dendiğinde, ayrı ayrı pek çok şey varsanılır!.. Oysa gerçekte, ayrı ayrı varsanılan bu şeylerin hiçbirisi yoktur; sadece TEK bir yapı mevcuttur!.. Ki bu da “VECHULLÂH”tır!
“…HER ŞEY (şey’iyeti itibarıyla) YOKTUR SADECE O’NUN VECHİ (mevcuttur)!..” (28.Kasas: 88)
Âyeti kerimesi ile;
“…NE YANA DÖNERSEN VECHULLÂH KARŞINDADIR (Allâh Esmâ’sının açığa çıkışıyla karşı karşıyasın)!..” (2.Bakara: 115)
Âyetini bir arada anlarsak, gözün gördüğü şeylerin HAK olduğunu söylemenin son derece basit kaçtığını herhâlde fark ederiz!
İşte Mülhime nefs mertebesinde, sezgi-ilham yollu edinilen bu ilimden geçilmedikçe, “Hakikat”in müşahedesi hâsıl olmaz!
Bu durumda da kişi, şeytanın temsil ettiği vehim gücünün esiri olarak, vehmin seslenişi olarak, yanlış bir ilimle insanların yanlış düşüncelere sapmalarına sebep olur.
Zira Mülhime nefs’te henüz “vehmî benlik” ortadan kalkmamıştır. Kişi, birimsel nefsinin var olmadığını idrak etmediği ve gereğini yaşamadığı sürece, ona yol yoktur!
00:10 Nefsin kendini tanımasının ikinci basamağı... Mülhime (ilham alan) nefs... Tasavvuftaki en zor ve kapsamlı çalışmalar bu ikinci basamakta olur... Ağır riyazat, oruç ve şartlanmlardan arınma çalışmaları yapılırken, bir yandan da kendinin varlık içindeki yerini anlama çalışmaları yapılır...
06:25 Kendini tanıma çalışmaları iki yönden gerçekleşebilir: 1) Enfüse giden yol, 2) Âfaka giden yol... Tasavvuf tefekkürle başlar, yaşamla devam eder... Felsefe tefekkürle başlar, tefekkürle biter, yaşamı ise tamamen betonlaşmış bir kişiliğin ebedi yaşamıdır... Her yaptığının tabii neticeleri ile karşılaşacaksın...
12:00 Kişi ister bedenine menfaat sağlamak amacıyla yaşasın, ister bedeni dolayısyla birarada olduklarına (ana,baba,eş,evlat vs.) menfaat sağlamak için yaşasın, bunun ızdırabını mutlaka çekecektir!.. Tasavvuf kişilikten arınma çalışmalarıdır... Kişiye bu konuda bilen değil, yaşayan yardımcı olabilir...
16:00 Kişi yaptığı çalışmalarla kendisinin bu beden olmadığını hissetmeye başlar... 'Enel Hakk!' diyen kimdir?..
23:50 Bu yolun en tehlikeli noktası, mutlak mânâda bağlanabileceğin bir şeyhin yoksa, kendi başına çıkamayacağın nokta neresidir?.. Bu seviyedeki, veli hükmünü almış dahi olsa; Hakk'ı bulmuştur ama Allâh'tan mahrum kalmıştır!..
27:40 Kısmen uzun ama daha emniyetli yol âfakta seyir yoludur!.. Görünen ve işitilene göre hüküm vermenin zararları!.. Varlıkta mevcut olan tek bir ilim, tek bir şuurdur!.. Tevhid-i Efal... Fena-i Efal... Baka-i Efal...
39:20 Mülhime üç aşamadır... Mazhar aşaması... Basiret aşaması... Tevhid-i zat noktası...
57:50 Yaşarken ölmüşlerden olmak... Tarikat düzeyi, bu halleri yaşatma çalışmalarıdır... Bunların sonunda veli isminin manası açılır, Allâh velayetiyle hüküm sürer...
1:01:50 Sen gelen hitabın Hakk'tan geldiğini fark edemiyorsan, henüz kulakların mühürlü, gözlerin kapalı demektir... Kıskançlık, haset, kin varsa; bu bahsedilenleri hissedebilmen çok güç!..
1:12:00 Sen şu an insansın, falancasın da bu yaptığın çalışmlarla Hakk olacaksın DEĞİL!.. Şu an neysen, çalışmaların sonunda da O olacaksın... Senin kendini seyredeceğin aynaya ne düzeye gelirsen gel, ihtiyacın vardır!.. Kendini tanımanın sonu yoktur!.. Uyarılara kulağını tıkamış ve kendi bildiğini yaşama düzeyindeysen, bil ki; seni o düzeye hapsetmeye karar vermiştir!.. Artık kendi fasit dairende dönüp durmaya başlamışsındır... Her nefeste yeni bir aşama yapmıyorsan, o nefes vebaldir!..
1:19:50 Safiye nefs diye isimlenen hal, işin sonu değildir!.. Sadece nefsini tanıma halinin son düzeyidir!.. Bunun ötesinde çok haller vardır ve bunların sonu yoktur!..