“ALLÂH” ise sınırsız-sonsuz TEK olması hasebiyle, “ZÂHİR” ve “BÂTIN” kavramlarından berîdir, münezzehtir!..
Evet... Merkezi, içi-dışı, zâhiri-bâtını, başı-sonu olmayan; bu gibi anlamlardan ve oluşlardan berî olan varlığın, bir yerde son bulup; o noktadan sonra, ikinci bir ayrı varlığın başlamasından söz edebilir misiniz?..
Elbette hayır!..
İşte bu yüzden fark ederiz ki, düşünebilen, hayal edebilen her noktada, tüm özellikleriyle; ve “ZÂT”ıyla ve dolayısıyla tüm özellikleriyle ancak ve ancak, sadece ve sadece KENDİSİ yani “AHAD” olan “ALLÂH” mevcuttur!..
“O”nun dışında, ikinci bir varlığın vücudundan söz eden ise, tümüyle derin düşünce yetersizliğinden doğan yanılgı içerisindedir!.. Ki bu durumun dindeki adı da “ŞİRK”tir!..
“ALLÂH”, “AHAD” olduğuna göre... Kendi varlığı yanı sıra ikinci bir varlıktan söz edilemez!..
Ve gene, “O”nun zerrelere ayrılması şeklinde zaman boyutuna girmesi de söz konusu değildir...
“ALLÂH SAMED’dir”...
“SAMED” kelimesinin anlamında derinlemesine bir araştırma yaparsak, şu mânâlar ile karşılaşırız bilebildiğimiz kadarıyla...
Hiç boşluğu olmayan, eksiksiz, gediksiz, deliksiz, nüfuz edilemeyen... Bir şey girmez, bir şey çıkmaz!.. Som... Hani som altın deriz ya; işte öyle... Yani bir diğer ifade ile “sırf”!..
Görüldüğü gibi bütün bu mânâlar esas itibarıyla “AHAD” isminin mânâsını bütünleyen açıklamalar şeklindedir.
Öyle ise “ALLÂH, DOĞURMAMIŞTIR” uyarısı hangi mânâlarda anlaşılacaktır?..
İlk anlayacağınız mânâ şudur:
“Allâh” kendisinden ikinci bir varlık meydana getirmemiştir!..
Ya da başka bir ifade şekliyle; “Allâh”ın varlığından meydana gelmiş ikinci bir varlık mevcut değildir!..
Çünkü O, cüzlere, zerrelere bölünmesi parçalanması mümkün olmayan TEK’tir, yani “AHAD”dır!..
1. Sınırsız sonsuzdur ki, bu yüzden ikinci bir varlığı kendi içinde veya dışında meydana getirmesi söz konusu olamaz.
2. “AHAD” oluşu dolayısıyla cüzlere, zerrelere ayrılmaz ki, O’ndan meydana gelen ikinci bir parça olsun!..
İşte bu yüzden, “ALLÂH”tan meydana gelmiş, O’nun doğurduğu, O’nun özellikleri ile de olsa, ikinci bir varlığın mevcudiyetinden asla söz edilemez!
Netice...
“ALLÂH”, ne başka bir varlık tarafından doğurulmuş yani meydana gelmiştir; ne de O’nun doğurduğu, yani O’nun varlığından meydana gelmiş ikinci bir varlık mevcuttur!..
Bu arada açıklamadığımız bir husus daha var...
Onu da görelim...
Şimdi de “LEM YÛLED”i anlayalım...
“Doğmamıştır” dendiğine göre burada bize şu idrak ettirilmek isteniyor demektir.
“ALLÂH, başka bir varlıktan meydana gelmemiştir!..”
“Allâh”ın başka bir varlık tarafından meydana getirilmesi nasıl düşünülebilir ki?.. Zira O, “AHAD”dır!..
Yani sınırsız-sonsuz, cüzlere bölünme kabul etmez TEK’tir!..
“Allâh”ı meydana getirecek bir varlık düşünebilmek için, “Allâh”ın ister yönsel, ister BOYUTSAL bir SINIRI olması gerekir ki; o sınırın ötesinde O’nu meydana getirecek ikinci bir varlık olsun!!! Ve sonra da o ikinci varlık kendisinden “Allâh”ı meydana getirsin!!!
“ALLÂH”, “AHAD”dır!..
“AHAD” olan “ALLÂH” ise, sınırsız-sonsuz, zerrelere bölünmezdir...