-
Şirk, şirki görmededir!
-
“Benlik”, “ben”ini varsanmaktadır!
-
“Benliğine” yakışan Kibriyâdır! “Ben”in ise kibrin!
-
Nefsine bağladığın fiillerin, özünde kulluktur; hükümde, şirk! “NEFS”e bağladığın fiiller, özünde kulluktur; hükümde, hikmet!
-
Hâlâ gördüğünü tanıyamıyorsan... Ya kime ibadet ediyorsun?..
-
“Her şey olup bitmiş; mürekkep kurumuş, kalem kırılmış” dediği hâlde; neyin değişeceğini sanıyorsun?..
-
Kimi kavga etmede, kimi seyir!
-
“Sınırsız” kavramını idrak edende, “kişilik” kavramı kalmaz!
-
Sınırsızlık tüm boyuttadır... Beden, ruh, bilinç!
-
Sınırsızlık, bilincinde varsandığın “ben”liğinle sınırlanmaktadır!
-
Sınırsızlığınla yaşamak, “hiç” olmakla mümkündür!
-
Sınırsızlığı kavrayamadıysan, “ilâh”ından kurtulup, “Allâh”a iman etmiş olamazsın.
-
Göresel olan, gerçek değildir... Gerçek, göresellik kabul etmez...
-
“Gözden öz’e” değil; “Öz’den göze” bakmak gerek!
-
“ÖZ”de mi “BİR”iz; “göz”de mi “BİR”iz..?
-
Sükûn ve ebedî huzur, “ÖZ”ün gözün olduğunda başlar!
-
Özünü bilmeyen, gözünün gam ve kasavetini yaşar.
-
Gördüğünü tanıyamayan, gözüyle yaşayandır!
-
Beni tanımak istiyorsan, Özüne sor; “bildim, bensin sen!” diyecektir!..
-
“Sen”im ben!.. Sen, diye bakma bana...
-
Resim, isimde gezdirir! İlim, Özünde buldurur!
-
İlmin başı “Allâh” bilmektir; sonu “Allâh” demektir, ki diyen kendi olur!
-
“ÖZ’de BİR”iz!
-
Öz’den mi Dost, gözden mi Dost?..
-
Öz’den Dost; özünü bildiren, bulduran, yaşatandır!