-
Allâh ahlâkıyla ahlâklandıysan, kâinatı da “Allâh” gibi değerlendir.
-
Nankörler yaratılmasaydı, şükredenlerin değeri olmazdı.
-
“ALLÂH” ismiyle işaret edilen...!!?
-
“O”, “Basar”la değil “Basîret”le görülür; çünkü “Basıyr”, O’dur!..
-
Seyahatten amaç, Allâh’ın ahlâkını öğrenmektir!
-
Tefekkürsüz bakan göz, insan gözü değildir.
-
Ardından konuşanı araştır, acaba hangi çıkarı zedelenmiş?..
-
Maddi yada manevî çıkarı için yanında olan, o menfaati kesildiği anda karşında olacak ve seni arkandan vurmaya çalışacaktır... Buna hazır ol!
-
Allâh’a yönelmene sebep olan şeylerin pek çoğu benliğine “şerr” gibi gelirse de, erersen anlarsın ki; onlar hep “hayır”dır.
-
Kıyamette ana-baba evlattan, koca karısından kaçacaksa, Kurân’a göre… Cennette herkes aynı yaşta olacaksa… Dünya yaşamı gerçekte yalnızca saniyeyle tanımlanırsa… Bundan ne çıkar?..
-
Her ne ki üzerinde düşünebiliyorsun, o yaradılmıştır...
-
Eski kozalılar, Dünya merkezli düşünüyorlardı evreni; şimdikiler de insan merkezli düşünüyorlar!
-
Müslümanlar, tek tanrıya inanıyorlardı... Onlara, “ALLÂH adıyla işaret edilen”i anlatmaya çalıştım... Anlattıklarımla, “tanrı”larını “update” ettiler!
-
Seyri âfakî, küfrü kaldırır; seyri enfüsî şirki kaldırır; bu ikisini tamamlamayan şirkle küfür arasında bocalar durur.
-
Bizim nazarımızda, “cennetlik olan bühl ehli”, “kaybedilmiş cehennem ehli” gibidir.
-
Beşerî zaafların kemâlât olduğunu fark edemeyenin, ilimden mahrumiyeti mukadderdir.
-
Bühl’ün korkusu dünyayı kaçırmak; Ârif’in korkusu irfanını sınırlamaktır.
-
Bühl, kaybettiklerinin farkında olmayandır.
-
Ârif’in irfanı, kaybettiklerini de fark ettirir, telâfisi için de çalışma yaptırır.
-
“Allâh’ın zikri”yle bilinç tatmin olur.
-
Ahmağa zulmetmek istemiyorsan, onlara irfandan söz etme!
-
Zâlim, nefsinin hakikatini bilmeyendir!
-
Zâlime yardımcı olan, zulmüne ortak olur.
-
Zâlime yardımcı olmak; kişinin “Allâh”tan perdelenmesi için yeterli olan günahtır.
-
Zikir, “Allâh’ın kulunu seyri”; fikirse, “kulun Allâh’a” bakışıdır!