35. Fâtır Sûresi
Bu sure Mekke-i Mükerreme’de 43.sırada nazıl olmuştur... Adını birinci ayetinde geçen Allah’ın “Fatır” isminden alır... Bu surenin bir adı da “Melaike”, yani “melekler” suresi’dir.... 45 ayettir...
Fatır Suresinde: Allah-melaike-insan ilişkisi, Meleklerin kanatları, Fatır, fetih, kendini tanımamanın zillet olduğu, İzzetin bütünüyle Allah’a ait olduğu, salih amelin uruc sağlayıcı gücü, uruc/mi’rac sistemi, tatlı-acı su, halk-ı cediyd, tezkiye işlevi, Allah’dan ancak alimlerin haşyet duyacağı, Kitab’a varis olan seçilmişler, Mukame cenneti, reenkarnasyonun imkansızlığı, diyn-ruh ilişkisi, Semavat ve Arz’ı (yıkılıp gitmesin diye) ismi “Allah” olanın tuttuğu, Sünnetullah’ın tebdil ve tahvil olmayacağı,... gibi pek çok önemli konu açıklanmaktadır...
1-) Hamd; semâların ve arzın Fâtır’ı (yaratış amacına göre belli bir programla icat eden), melekleri (şuurlu işlev kuvveleri türler) ikişer, üçer, dörder yönlü (işlevli) Rasûller olarak açığa çıkaran Allâh’a aittir! Yaratılışta dilediğini ziyade eder... Muhakkak ki Allâh her şeye Kaadir’dir.
2-) Allâh, insanlara bir rahmet açacaksa, onu engelleyecek yoktur! O’ndan sonra, kapattığını da açığa çıkaracak yoktur! “HÛ”; Aziyz’dir, Hakiym’dir.
3-) Ey insanlar... Üzerinizdeki Allâh nimetini düşünün! Allâh’tan gayrı, semâdan (beyindeki datadan) ve arzdan (beyin - beden yollu) sizin yaşam gıdanızı veren bir yaratıcı var mı? Tanrı yoktur, sadece “HÛ”! Nasıl (Hak’tan) sapıtırsınız!
4-) Eğer seni yalanlıyorlarsa, senden önceki Rasûller de gerçekten yalanlanmıştı! Olup bitenler hakkında hüküm Allâh’a aittir.
5-) Ey insanlar! Muhakkak ki Allâh’ın vaadi gerçektir! Dünya hayatı (bedensel yaşam boyutu) sakın sizi aldatmasın... O çok aldatıcı da (bilinciniz) Allâh’a karşı mağrur yapmasın!
6-) Muhakkak ki şeytan (bedenin organlarının yolladığı impulslarla beyinde oluşmuş olup, bilinçte açığa çıkan kendini bedenden ibaret sanma kabulü) sizin için bir düşmandır (Allâh’tan, hakikatinizden uzaklaştırıcı bir faktör)! Siz de onu düşman edinin! (Kendini yalnızca beden kabulü,) kendine inananları, alevli ateşin ehli olmaları için çağırır!
7-) Hakikat bilgisini inkâr edenler için şiddetli bir azap vardır. İman edip imanının gereğini uygulayanlara gelince, onlar için bir mağfiret ve büyük bir karşılık vardır.
8-) Kötü fiilleri kendisine süslü gösterilince, kendini iyi sanan (nasıl iyilerle bir olur)! Muhakkak ki Allâh, dilediğini saptırır ve dilediğine hidâyet verir... O hâlde hüsran ehlini düşünüp üzülme! Muhakkak ki Allâh onların ürettiklerini (Yaratan’ı olarak) Aliym’dir.
9-) Allâh ki, rüzgârları (rahmânî ilmi) irsâl etti de bulutları (beşerî duygu ve kabullerin şuurda oluşturduğu kara bulutları) sürüyor... Sonra onu (rahmânî ilmi) ölü bir beldeye (bilince) sevk ettik de onunla o arzı (bedeni) ölüyken dirilttik! Nüşur (aslına dönüş) böylecedir!
10-) Kim izzet diliyorsa, (öncelikle bilsin ki) izzet tümüyle Allâh’ındır (kendini Allâh’tan ayrı birim kabullenende yaşadığı şirk hâli nedeniyle izzet olmaz)! Güzel, temiz yaratılmışlar O’na ulaşır! İmanın gereği fiiller onu yükseltir... Kötülükleri mekr (hile) yapanlara gelince, onlar için şiddetli bir azap vardır... Bunların mekri boşa çıkar!