Radyo programı sonunda sorulan bu soruya detaylı cevap verme imkânım olmadığı için onu şu soruyla cevapladım:
“Madde dünyasında Allâh’ı göremediğinizi söyleyerek, ‘yok’luğuna hükmediyorsunuz..! Kullanmakta olduğunuz bu mantıkla bakmaya devam edersek... Operasyonla beynini açtığımızda içinde ‘akıl’ ismiyle işaret edilen şeyi göremiyoruz! Aklını göremediğimize göre, sizin akılsız bir kişi olduğunuza mı hüküm vermeliyiz?”
Telefon kapandı!..
Bu soruyu soran kimsenin yanlışı şu idi...
Çeşitli yanlış bilgilerden oluşan düşünü dünyasında, ötede bir tanrı varsayıyor; ve ona müslümanların kullanmakta olduğu “Allâh” ismini etiketliyordu!.. Pek çok “müslümanım” diyen gibi, Kur’ân-ı Kerîm’in açıkladığı “Allâh” ismiyle işaret edilen varlıktan habersizdi!
Kısacası, kafasında tahayyül ve tasavvur ettiği tanrısına “Allâh” diyor; sonra da böyle saçma bir şeyin olamayacağına hükmederek, onun yokluğunu iddia ediyordu!.. Yani, hakkında hiçbir bilgisinin olmadığı şey değil, kendi varsaydığı tanrısı idi inkâr ettiği!
Ve esefle söylemek gerekir ki, müslüman olmayanların veya kendini müslüman kabul edip de “Allâh” ismiyle işaret edileni eleştirenlerin hepsi de, yalnızca kendi kafalarında varsaydıkları tanrılık vasıflı hayallerini dile getirmektedirler!
“ALLÂH” ismiyle işaret edilen ise bu gibi ilkel tanımlamalardan berîdir!