Öyle ise dostlar şu gerçekleri iyi fark edelim...
Rasûllulâh’ın açıkladığı “Allâh”a iman dışındaki bütün iman objeleri, kişinin ölüm ötesini kabule dayanan fiillerini zorunlu kılan iman objeleridir... Kişiler bunları uygulayarak, “eslemna” = “müslüman amelleri ortaya koyuyoruz” derler... Ama, Kur’ân uyarısına göre, henüz iman etmemişlerdir!
Allâh’a “B” sırrıyla iman edip, hilâfetinin gereği olan amelleri doğal olarak fiysebilillâh ortaya koyabilen; yaşamı bu bakış açısıyla değerlendirenler ise “iman” ettik diyen müminlerdir; ki onlar da basîretlerine göre birkaç sınıftır... En aşağısı “Mutmainne”dir!
Herkes kendi yaratılış amacına ve kemâline sağlam adımlarla yürümektedir... Ama aramızda, kemâli, devedikeni ekip gül üreyeceğini sanmak üzere olanlar da vardır; gül tohumu ekip, gül bekleyenler de!..
Ha bir de, gül tohumu ektiğini sanarak, devedikeni tohumunu saçmaya devam ederken, uyarıldığı hâlde bunu kâle almayan anlayışı kıtlar!
Allâh sistem ve düzeninde mazerete yer yoktur; herkes bakış açısının, getirdiği değerlendirmelerin ve sonucu olan davranışlarının karşılığını otomatik olarak alacaktır!
Yarındakiler, bugün bizi kara kara düşündürüyorsa; yarın da yakacaktır!
Şefaati, ne gerekçeyle olursa olsun değerlendirmeyenlerin, sonuçlarını da beklemeye hakları yoktur!