Sonsuza dek tüm yaşamın Allâh Esmâsının beyin adı altında yarattığı hologram dünyaNda geçecek şu mevcut bilgi tabanına göre. Arındır, kurtul!

Kabir âlemiN/hologram dünyaN, aynen farklı parmak izleri, göz izleri gibi kendine özgü; benzersiz frekans topluluğu olarak yaratılmıştır.

Mahşerde dünyaN, rüya gibi, farklı ortama göre farklı beden yaratacaktır ki, bu durum kabirlerinden çıkan ölüler olarak sembolize edilmiştir.

Regaip Gecesi, yapılan ibadetle mübarek olur; lâfla değil! Nasıl değerlendiriyoruz? 

Dün ve Allâh izin vermişse hayal ettikleri yarın! 

İnsan bilir ki, kurallar insan içindir. İnsansı sanır ki, insan kurallar içindir. İkisi arasındaki derin farkı, sonucu ancak “insan” bilir!

Tahtta (arşta) oturup yanından dünyaya elçi yollayan ulu tanrı mı diyor Kur’ân? “Andolsun, insanlar için şu Kurân’da (Hakikati) her türlü MİSALLERLE açıkladık. İnsanların çoğunluğu (misalleri orijin gibi gerçek olarak {muhkem} kabul ederek) hakikati örttüler.” (17. İsra’:89)

Varlığını oluşturan Allâh Esmâsından Hakk’ın seslenişine “vicdan” denmiş. Hisset onu, Hakk’ın seslenişini duymuş ol! 

Ölüm sonrası? Leterkebünne tabekan 'an tabak; Mutlaka siz, boyutlar değiştirerek o boyutların uygun bedenlerine dönüşeceksiniz! (84. İnşikak:19)

Değişmez gerçeklik, herkesin kendine GÖRESİDİR! Herkesin doğrusu, belirli bir bilgi tabanına GÖREDİR! Bilgi tabanı değiştikçe GÖRE değişir.

Verdiğimiz tüm hükümler, mevcut bilgi tabanımızdaki bilgiye GÖREDİR. Bilgi değiştikçe, ona GÖRE hüküm ve bakış açısı da değişir. Bu realite hoşgörünün anahtarıdır; zira o bilgi tabanına GÖRE, başka söz veya davranış açığa çıkamaz!

Anladım, biliyorum dediğin doğruların sistemin/Sünnetullâh’ın gerçekleriyle ne kadar bütünleşiyor?

Dikkat! Ölüm; boyut, dünya değiştirmek başka bir âleme GİTMEK değildir. Kuantum beyindeki algı değişimidir! Bu değişim, farkılılığı oluşturur. Kuantum beyin, göz kulaktan ağırlıklı bilgi ile sınırlıyken şu anki dünyamız oluşurken; bu girdi kesilince, farklı bilgi algısına geçer. Beyin, algıladığı bilgi değiştikçe dünyasının âleminin değiştiğini sanır, aslında hepsi aynı boyuttadır. Sadece algıladığı bilgi değişmiştir.

Beynin hakikatinin orijinin ne olduğunu, çalışma sistemini anlamadıkça, dinin, Sünnetullâh’ın niye bildirilmiş olduğunu asla kavrayamazsınız!

Neyin kavgasını yapıyoruz? Senin seçimin değilse nasıl suçlanıp, hor görülebilirsin? 

Tedbir asla tevekküle engel olmaz. Tedbir de takdirin içindedir. Alabildiğince tedbir al. Sonuçta Allâh hükmü olacak! 

Dalga/data/bilgi okyanusu evren/dünya bilgisini sûretlendirip dünyanızı oluşturan beyindir. Sonsuza dek böyledir.

Beyninin derinliklerinde, orijininde ne var bir bilebilsen; “Allâh”ı bulursun erebilsen! Dışarıda yukarıda arama! 

Sen düşündüğünü sanıyorsun; oysa düşüncen “SEN”i yaratmakta! Fikrin hakikati kuantum potansiyelden açığa çıkar. Anlayabilsek!

“Nerelerdesin, özledim, seni görmek istiyorum” tarzı söylemler hep beyindeki karşı beyne olan manyetik bağ veya bağımlılıktan kaynaklanır.

Kim olursan ol sonuçta seni eleştiren ve fikirlerine karşı çıkan daha fazla olacaktır. Gördüğün kavradığın gerçeği söylemekten geri kalma!

İnsanlar seni sevsin diye inanmadığını söylemek kişiliğin iflâsıdır! Mansur her türlü işkenceyle şehid edildi ama “enel Hak” demekten dönmedi!

Vicdanın huzurundan daha büyük huzur yoktur. Ben elimden geleni yaptım, diyebilmenin huzuruna erdiniz mi?

Bir beyin damarı kanaması, kalp krizi sizi ayırdığında tüm dünyanızdakilerden, şunu da yapsaydım, demeyecek şekilde yaşıyabiliyor musunuz?

Yarınsız yaşamak! Yapmak istediklerini bugün yap! Yarının hiç gelmeyebilir! Seviyorsan, hemen söyle! Düşündüğünü hemen uygula! An’ı yaşa!