2401-2600
-
Allâhım orucu hakkıyla yaşamışların erdiği gerçek bayramın ne olduğunu fark ettir ve yaşat ve mübarek eyle bizlere.
-
Tavsiye ettiğimiz zikirler kimimizde çok kısa sürede kiminde uzun sürede değişim yapıyor. Zikir otonun benzini! Motorun gücüne göre hız!
-
Hakkıyla bayram yaşamak için: Beni halife oluşturduğuna iman etmiş olarak hakkıyla ve hazmıyla hilâfeti yaşamayı ve bununla geçmeyi nasip et!
-
Duyduğun öğrendiğin bir konu orada kalıp sonrasında yeni konuya mı geçiyorsun, yoksa ZİHNÎ TAKİP ile konunun derinliğini araştırıyor musun?
-
Yaşantındakiler ne kadarıyla şu kısa ömründe ihtiyacın için, ne kadarı da etrafa hava atıp gösteriş için, onun şusu da var desinler için?
-
Bitmesin, bitmez dediğin ne günler bitti. Bugünler de bitecek! Çevrendekiler de çözülecek. Tek başına kalacağın güne ne kadar hazırsın?
-
Düşünebilen beyinler düşünün! “Herkes sevdiğiyle beraberdir” hadisine göre, sevdiklerin, Allâh’ın sevdikleri mi, sevmedikleri mi? Kur’ân ve Rasûle göre, Allâh’ın sevdikleri kimlerdir, sevmedikleri kimlerdir? Allâh’ın sevmedikleriyle beraber olursan sonun ne olur?
-
Cehennem için, sonsuz yanmak için var olmuşlar, cehennem ehli, Allâh’ın sevdikleri mi sevmedikleri mi? Allâh sevdiğini ebedî ateşte bırakır mı? Yaşam gaye ve hedefi Allâh’a ermek olan Allâh’ı seven ise, Allâh da onu sevmez mi?
-
Cennet ehli ne kadar, cehennem ehli ne kadar Kur’ân ve hadiste. Herkesi mi sevelim, Allâh’ın sevdiklerini mi? Allâh’ın sevdiklerinin ortamında mı yaşamak istersiniz, sevmediklerinin yaşayacağı ortamda mı?
-
Allâh’ı sevmek demek; yukardakini ötendekini sevmek değil, hakikatin olanı sevip ona ulaşmayı arzulamak demektir. Günde kaç dakika O’nunlasın?
-
Özünüm, orijininim, hakikatinim, diyor; O, gözüyle bakıp, Sen, diye dua edip, Verir elbet, diyorsun! Vereceği kalmamış! Hepsini vermiş! Seni esmâsından “Halife” olarak meydana getirmesi ile sana nimetini tamamlamıştır. Bu nimete nankörlüğün kadar yanarsın, mahrum kalırsın! Nokta!
-
Mekre uğramış olan etrafa hava atıp, şuyum var demek için yaşayan, gösteriş budalasıdır!
-
Ya benliğinlesin ya da O’nunla (yani benlik kalkmış olarak sen etiketi altında O’nun açığa çıkışı)! Allâh var gayrı yok realitesi!
-
Gördüğünde Allâh’ı hatırladığın Allâh dostudur, seslenişi Allâh’tandır. Seni paraya bedene çekip Allâh’ı unutturan, ne kadar dostun olabilir?
-
Enteresan! Bizimle ilgili o kadar çok şey kulağıma geliyor ki hiçbirinin aslı yok. Nerede olduğum, nerede yaşayacağım. Veya kimle görüştüğüm. Net konuşayım: Hayatımda hiçbir partiden HİÇBİR siyasi kişiyle ilişkim olmadı. Ne onlar beni arar ne de ben onları. Devletin bir cemaat veya tarikatın kontroluna girip diğer vatandaşları dışlamasını, ayrılıkçılık yapmasını da asla hoşgörmem! Çevremdekilerin siyasi görüşleri veya ilişkileri de beni bağlamaz. Bana yarar sağlamamıştır. Takipçilerin görüşlerine de saygı duyarım.
-
Allâh’ın renk paletindeki bütün renkler benim renklerimdir. Hepsini kullanırım. Hiçbiriyle kayıtlanmam. Rasûl a.s.’nin çok renkli giysisi vardı.
-
İmamla namaza durulduğunda herkesin besmeleyi okuması zorunludur. İmam ya da birisi başkası adına besmele okuyamaz. Besmele okuyanındır!
-
Allâh bu Milleti yüzyıllardır İslâm’ı koruyup yüceltmek için yaratmışsa, bundan sonra da kimse bunu engelleyemez. Her olan hayırdır.
-
Bugün olanlar ve nasıl sonuçlanacağı uzun yıllar önce söylenmişse; bunu nasıl değerlendirmemiz gerekir? Kehanet veya kerâmet demek yetmez!
-
Allâh müminlerin yanındadır. Mekre uğramış olanların sonu her zaman, ergeç hüsran olacaktır.
-
“Rabbena efrığ aleyna sabren ve sebbit akdamena vansurna alel kavmil kâfiriyn Hasbünallâhi venimel vekil nimel mevla ve nimel nasiyr” Okuyalım!
-
Gerçeklerin açığa çıkıp hakikatin konuşulacağı günler kesin gelecektir. Önce çıkarları ya da saflığı yüzünden engel olanlar temizlensin! 80’li, 90’lı yıllarda bu anlayışın yanlışlığını yazdık. 2000’li yıllarda her alanda, medyada etkin güçlerce yasaklandık. Engellendik. Medyaya baskılarla ya da medya çıkarları gereği, konuşup yazmamıza müsaade etmedi. Diyanettekiler kitaplarımızı yasakladı. Oysa biz son 25 yıldır bu gidişin yanlış olduğunu hep vurguladık. İnanmadılar. Ne kazanacak bir şeyimiz vardı, ne kaybedecek. Sabırla bekledik. Bugün pişmanlıklarla yananları seyirden başka bir şey gelmiyor elimizden. Yanlışı fark ettiler gördüler; ancak daha doğru yol görülmedi. Ömrüm olursa insanların doğruyu görüp o yolda ilerlenişini de görürüm. ALLÂH, TÜRK MİLLETİNİ İSLÂMI YÜCELTMEK İÇİN SEÇMİŞTİR. ZAFER MİLLETİNDİR!
-
Ölüm hepimize çok yakınken geri dönüşsüz boyuta hazır olmazsak, yarın çok yanarız. Hedef mutluluğumuz, ebedî yaşam olmalıdır. Dünya dünyanda!
-
Kendi cemaati dışındakileri kâfir görüp onları öldüren, tankla ezen, kitlesel katliam planlayan zihniyet, ne kadar İslâm’ı benimsemiş olabilir?
-
Mehdiyet, insanlara ilimle hayat vermekten geçer. Kitleleri öldürmekten değil! Mehdi, hidâyet vericidir; kendine inanmayanları öldürmez! Hangi iman ehli bana inanmayanları katledin, tanklarla ezin, meclislerini bombalayın, helikopterlerle tarayın, stadlara toplayın öldürün, der? Allâh’a, âhirete iman eden insan, karşısındaki silahsız masum halkı nasıl helikopterden makineliyle tarayıp tankla ezer? Kimin fetvasıyla? Kader konuştuğunda mantık susar!