-
İman, akılla çözemediğini kabullenip, ona göre gereken uygulamalarla o konuda sonuca gitmek için ARAÇTIR. İman ettim lafı bir şey kazandırmaz.
-
Hakikatinin, ismi “ALLÂH” olanın özellikleri olduğunu anlamayanın, şartlanma ve kabullerinin getirisi ateşte yanmaması mümkün değildir!
-
“ALLÂH” ismiyle işaret edileni, ötesinde, yukarıda bir tanrı/ilâh olarak kabullenenin tasavvufu anlaması asla mümkün olmaz. DİNİ anlamamıştır!
-
Rabbin sana senden verecektir, dışarıdan öteden değil! KADRİ ÖZÜNDE ARA! Rasûl ve ona uyanlar camilerde melek aramadı! Hepsi kadri, odasında kendi içinde buldu!
-
Rasûl, camilerde gökten inen melek aramadı! Sessiz odada, içselliğinizde melekî mesajı hissetmeye çalışın!
-
Ölmeyeceksin, şuurlu canlı mezara konarak yaşama devam edeceksin Kurân’a göre. Öyle ise?
-
İnsan Ol! Kimi miras öldürür, kimi miras süründürür, kimi miras da güldürür! Bak, miras ne geldi, ne yoldasın?
-
Gerçeği algılamana engel olan perde, önyargını oluşturan kabullerindir ki, sen hiç farkında olmadan beyninde yer almışlardır.
-
Evrensel “İNSAN”, beynini, önyargılı bakışını oluşturan kabullerden arındırabilendir. Arındıramayanın yanması hiç bitmez!
-
Akıllı, başkalarının imanını tartışacağına kendini sorgular; imanımın gereğini ne kadar yaşıyorum veya inandığım hâlde niye yaşamıyorum diye.
-
İmanın ölçeği yok ki bu dünyada, tartıp göresin! Kimse kimsenin imanına var/yok diye hüküm veremez! Söylenene iyi zanda bulunmak görevimiz.
-
Sevilmek isterseniz sevmeyi, hoşgörülmek isterseniz hoşgörmeyi, merhamet isterseniz merhametli olmayı, dostluk isterseniz dost olmayı öğrenin.
-
ÖLÜM seni uyarmıyorsa, korkutmuyorsa veya düşündürtmüyorsa; sonrasını araştıracak beynin yoksa, diğer mahlûkat gibi yaşamaya devam et!
-
Herkes ortamında mutludur. Çünkü zaten o ortam için yaratılmıştır. Bırakın herkes ortamının keyfini çıkarsın; sonucunu da yaşasın!
-
Yaşamakta olduğun, gerçekte, içindeki yaşamayı istediğindir. Zorunluluk olmadıkça, herkes neyi yaşamayı arzu ediyorsa onu yaşar; mutlu olur.
-
Mayası şiddet olanlar yaptıklarının karşılığını Allâh’tan kul eliyle alırlar. “Her zarar vereni (öldürücü olanı) öldürün” hadisini unutmayalım.
-
Hep yeniye, her an ileriye! Dünündekiler dünde kaldı. Bu an dünlerinin sentezi, yenisin ve yeniler!
-
Apaçık anlatılanı anlamayıp hayalinde tasavvur ettiğiyle kendini kandırana ne denebilir!!!
-
Anlayışı kıtlara! İslâm her türlü şiddet, zorlama ve zorbalığı yasaklar. Bir insanı katleden insanlığını katletmiştir.
-
Tüm yaşamın istemediklerini yaşamakla geçerken, geminin gittiğinin aksine koşmakla yorulmak niye? Kaptan değilsen, otur seyret, yorulma!
-
Savaş kötü, acı yaşatıyor; sevişmek güzel, acıları unutturuyor. Ne var ki hayat kesintisiz ikisi arasında gidip gelmede. İkisini de yaşa, takılma!
-
Dünya yaşamı oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir, derken O; gelenle gülüp gidenle ağlayıp; ne olduğumuzu niye olduğumuzu fark etmeden...
-
İstemeden geldik dünyamıza; bize sorulmadan gideceğiz! Dilediğini yapanın hükmü altındayız her an! Sizi de fiillerinizi de ben yaratmaktayım, diyor!
-
Allâh ve Allâh kulu indînde Türk, Kürt, Arap, Acem yok; insan vardır. İnsanı öldüren ise Allâh ve kullarının lânetine uğramıştır.
-
Allâh nankörleri yaratmasaydı şükredenlerin değeri olmazdı. Yaradılışı nankörlük üzere olana ne yapsanız beğendiremezsiniz, bir kusur bulur.