-
Allâh’a ve Kurân’a iman etmiş olanlar bilirler ki, doğum da ölüm de Allâh takdiriyledir. Hiç kimse eceli gelmeden ölmez! Savaş da hastalık da ecelin bahanesidir! Ölüm, geçilen bir kapıdır ve elhamdulillah her an bu kapıdan geçmeye hazırız. İmanlıda ölüm korkusu olmaz.
-
Vicdanınız, içinizdeki rasûldür. Yaptığınız işte içinizde bir huzursuzluk duyuyorsanız, bilin ki uyarılıyorsunuz. Yanlışta ısrar, vicdanın sesinin kısılması sonucudur. İçinizdeki rasûlü hissederseniz, ya yanlış yapmazsınız, ya da yanlıştan hemen dönersiniz.
-
Hiç kimse, kimseyi cennete de sokamaz, cehenneme de. Cennetlik de cehennemlik de ana karnında bellidir. Herkes kendi yaptıklarının sonucunu yaşar. Zulmeden zulüm bulur, hayır yapan hayra erer. Dini karşılıksız öğretmeyen, öğrettiğinin karşılığını alan din tüccarıdır!
-
İnsanlar önce birbirlerine PAYE verirler; sonra da dönüp o PAYELERE kulluk ederler!
-
Allâh kulu olduğunun idrakıyla yaşayana ne mutlu! Hiçbir etiketin kulu olmayana ne mutlu!
-
Ölmekten korkuyorlar! Ölmekten değil, kafana girmiş olan kabullerinden kork! Çünkü gelecek yaşamında onlar olmayacak! Benimlendiklerinin her biri dünyadan götürdüğün ateşin olacak! Ölümü tattıktan sonra, ne kadar boş şeylerin kavgasıyla ömrünü harcadığına çok yanacaksın!
-
Allâh sisteminin anayasal kanunudur: kim zulmederse zulüm bulur; kim hayır yaparsa hayrına erer. Kim zerre kadar hayır yaparsa bu kendinedir; kim zerre kadar şerr yaparsa şerrine erer... Cehennemin yolu iyi niyet taşlarından döşenmiştir.
-
Mübarek üç ayları, oruç, zikir ve salât ile değerlendirip, içselliğindeki Rabbini tanımaya ayıranlara müjdeler olsun. Yaşanan süreç bu çalışmaları karşılıksız bırakmayacaktır. Zulmedenlere de zulüm ulaşacaktır!
-
Kurân’ın insanlara ana teklifi, ŞİRK koşmayındır. ŞİRK DIŞINDA BÜTÜN GÜNAHLARI DİLEDİĞİNE BAĞIŞLAR. Şirk, Allâh yanısıra ikinci bir varlık var düşüncesidir. Varlık sadece O’na aittir, her şey olarak algılanan O’nun esmâsıdır. BEN, dediğin de O’nun esmâsıdır. “BEN”, Rabbinin yarattığıdır.
-
“Hâlâ düşünmeyecek misiniz?” Kur’ân. Uyuduğunuzda, o günden uykuya ne kalıyor ve neler yaşamaya başlıyorsunuz, neye göre? Gündüz nelere sahip olsanız, kimle beraber olsanız, ne üzüntünüz olsa hepsi geride kalıyor uykuda. Uyku da ölümün misali; ölümü TADINCA hepsi geride kalacak! (6.En’am: 60)
-
Ne enteresandır! Pek çok insan Allâh’ın yasaklarına uymuyor ve polis çevirip onlara ceza(!) kesmiyor. Sanıyorlar ki cezasız kurtulacağız! Oysa en büyük cezayı ödüyorlar farkında değiller, ölümü tadınca anlayacaklar. Özlerindeki Allâh’tan ayrı ve uzak düşüp beşeriyetlerinde boğulmak.
-
Varlığını oluşturan Rabbini fark edememekten, Onu içinde hissedememekten, muhatabında Onu görememekten daha büyük cezası yoktur Allâh’ın. İblis kıyamete kadar lânetlenmiştir; özündekini inkâr edense ebeden.
-
İnsanlar, kafa yaşlarındakilerle arkadaşlık ederler bir zorunluluk yoksa. Bedensellik arkadaşlığı geçicidir. Arkadaşlığın temeli hedef alınan fikir birliğidir ki bunda beden yaşının rolü çok azdır. Arkadaşlarınızın yaşındasınızdır.
-
Neye değer verdiğini iyi düşün! Verdiğin değerin altında ezilebilirsin.
-
“Ben”in hiçbir şekilde müdahil olmadığı bir bedeni, “ben” yönetiyorum gibi hissettirmesi, Allâh’ın dünyamızdaki en büyük gösterisidir! Birinci uyanış bunu fark ediştir. İkinci uyanış ise “Ben”in dahi yoktan yaratılmış, aslı “yok” olan bir kavram olmasınadır. Kul fâni Allâh Bâkî!
-
Tam bir âhir zaman komedisi! Mirâcın ne olduğundan haberi olmayanlar, mirâcın Rasûlullâh’ın Allâh adlı bir TANRI ile gökte buluşması sananlar, bu kutsal KANDİL(!)lerini kutluyorlar! Mirâc, Rasûlün gökteki değil derûnundaki hakikati olan Rabbini hissetmesidir. Dışsal buluşma değil.
-
Dünyada da kıyamette de mahşerde de cehennemde de cennette de hep şu anki beynimizle ve beynimizin oluşturduğu DÜNYAMIZ ile yaşama devam edeceğiz. Çünkü beynimizin orijini et-flesh değil data ile oluşmuş dalga-wave yapıdır. Mekân neresi olursa olsun, DÜNYANDA yaşamaktasın!
-
“Her nefs ÖLÜMÜ tadacaktır” âyet. Anlamı: Her bilinç ÖLÜMSÜZLÜĞÜNÜ fark edip yaşayacaktır!
-
Kadına şiddet gösterene hapis cezası yerine akıl hastanelerinde uzun süreli tedavi uygulanması belki bir çözüm olabilir. Cezaevi akıllandırmaz ama süre sınırsız psikiyatrik tedavi şartları faydalı olabilir. Dindeki çözüm ise basittir: Kısas!
-
Çok uzun yıllardır ısrarla üzerinde durduğum konu: Evrenin başı sonu yoktur! Kaynağım Kurân’dı. İhlâs Sûresinin açıkladığı ismi ALLÂH olan, evreni esmâ özellikleriyle yaratandır. Varlığın hakikati Allâh ise evrenin başı ve sonundan söz edilemez; kuantum teorisine göre de. İşte: Lütfen okuyun ‘What if the Big Bang was actually a big bounce?’ Charlie Wood tarafından yazılan makaleyi.
-
Hanımlar, beyler… Küçük yaşlardan itibaren edindiğiniz TANRI anlayşınızı ALLÂH adıyla ETİKETLEYİP; bu TANRI anlayışıyla Kurân’ı ve dini yorumlamaya çalıştığınız için TÜMÜYLE YANILIYORSUNUZ. Gerçekte bildirilmemiş bir dini kurgulamayı eleştiriyorsunuz. ALLÂH “İSMİ” ile neye işaret edildiğini kavramadan, o ismin bir TANRIYA İŞARET ETMEDİĞİNİ fark etmeden ne Kurân’ı anlamak mümkündür ne de Rasûlullâh’ın açıklamalarını. Tartıştığınız her dinî konu çocukluktan itibaren edindiğiniz ÖTENDEKİ TANRI anlayışına dayandığı için boştur! ALLÂH “ismi” kendi dışında hiçbir şey olmayan mutlak TEKLİĞE işaret ettiği içindir ki, evren, insan gibi tüm isimler ONA işaret eder ve o TEKin algılayıcıdaki algılanan yönüne işaret eder. Bu temel gerçekliği baz almayan fikirler boştur! https://ahmedhulusi.org/tr/kitap/hz-muhammedin-acikladigi-Allâh
-
Berat Gecesi Değerlendirene Mübarek olacak.
-
Tüm sıkıntı ve çaresizliklerimize rağmen bulunduğumuz hâle şükredelim, günümüzü elimizden geldiğince değerlendirelim. Yarın, bugünleri de arayacağımız günler olabilir. Ölümü tadıp ölümsüzlüğe (bâ’s) geçince pişmanlığımız dünyadayken hakikatimizi hakkıyla değerlendirmeyişimiz olacak.
-
Rabbime sığınırım, kendisinden uzak düşürüp, dünyamda, beşeriyet batağında boğulanlardan etmesinden! Rabbimin kulu olduğumun farkındalığından bir an bile gaflete düşürmesin!
-
Kurân’da geçen ve günlük yaşamda çok kullandığımız isimlerin mânâlarını, neye işaret ederek üzerinde düşünmemiz gerektiğini biliyor muyuz?