Bilgime göre bir grip türü olan covidin varlığını kimse inkâr edemez. Ancak bu olayın Türkiye’nin tüm ekonomisini göçertecek şekilde büyütülmesine, halkın çok büyük kısmının geçim sıkıntısına sokulmasına da hiçbir aklıbaşında insan onay veremez. Çare insanların kendini korumasıdır.

Öngörümde yanılıyor olabilirim ama düşündüğüm o ki…Dünya’nın en büyük servet sahipleri Çin’e çok büyük yatırım yaptı. Bir grip türü olan covidi DSÖ aracılığıyla kullanarak, uygulattırdıkları yasaklarla, güçlü devletlerin ekonomilerini çökertti. Almanya, Fransa, İngiltere başta.

Keza Hindistan, Türkiye ve pek çok ülke halkı maddi ve psikolojik çöküntü altında. Üst plan, milletleri, toplumları önce maddi ve psikolojik olarak çökertmek, sonra da büyük savaşlarla birbirine kırdırmak! DSÖ ve ülkelerin kullanılabilirleri buna hizmet ediyor sanki!

Tüm medya dünyada bu olguya hizmet eder hâlde, toplumlara korku, endişe, çaresizlik, yalnızlık hissi, karamsarlık yerleştiriyor. Uyaranı yasaklıyor. Hükümetler bilinçsizce bu amaca âlet oluyor. Savaşlarla da iyice yıpranan toplumlar sonunda belli odakların egemenliğine çekilecek.

Allâh takdirine iman edin, tedbirinizi alın, korkuyu atın! Tedbir de takdirdendir. Hiç kimse eceli gelmeden ölmez Kurân’a göre. Eceli geleni de kimse kurtaramaz! Yaşadıklarımız imanımızın sınavıdır! Korkunun ecele faydası yoktur. Takdirdekini yaşayacağız. BU DA GEÇER YA HU!

Beyin kendine İSİM taktı, “beyin” dedi. “BEN”i yarattı, “ben” diye konuşmaya başladı… “Ben” sandı ki, kendi konuşup, yapıyor bir şeyler!

Deccaliyet günden güne tüm özellikleriyle açığa çıkıyor! Aklar kara, karalar ak olarak gösteriliyor. KORKU salınmış ortalığa, her gün tazeleniyor tv’lerle. Bu vortekse kendini kaptıranın hayatı cehenneme dönüyor. Kapatın tvleri, indirin perdeleri, özünüze dönün! Allâh yeter, deyin.

“ALLÂH” isminin neye işaret ettiğini; Besmelenin de anlamını kavramış olanlar, “KADR”in gökten inmeyeceğini, meleklerin, Rabbinin izniyle BEYNİNİN DERİNLİKLERİNDEN gelip farkındalık alanlarında açığa çıkacağını da bilirler! Onlar, ötelerindeki TANRIYA tapınmazlar Allâh kuludurlar!

Kur’ân-ı Kerîm’in Allâh’ın, gayrı olmaksızın, TEK’liğini bildirmesinin amacı, insanın Ötesinde bir TANRI aramayı bırakıp; kendi orijini, hakikati olan, Allâh ismiyle işaret edileni Özünde bulmasıdır! Nefsini, benliğinin hakikatini bilen RABBİNİ BİLMİŞ OLUR! Mirâc budur!

“KADR”e eren, hakikatini yaşamanın getirisi olan, ölümsüz RUHUNU ve MELEKÎ KUVVELERİNİN açığa çıkışını seyreder! Dışsallıkta, mescidlerde arama; kendi özündekini, içselliğindekini fark et, hisset!

Düşünen ve sorgulayan beyin sahibi müslüman kardeşlerim. Kadir gecesi kutlamalarını ve camide Allâh’ı aramayı bir yana koyup, şu anlattıklarımı lütfen düşünebilir misiniz? https://ahmedhulusi.org/tr/video/24-kadir

Bu beden toprak altında çürüyüp toz olacak. SEN BU MUSUN? Yoksa bunun derinliğindeki, KUANTUM BEYİN olarak, ÖLÜMSÜZ BEYİN olarak yaşamakta olan mısın?

La Galibe illAllâh! Galib Allâh’tır! Allâhım, Rahmet, merhamet, mağfiretinle imanları uğruna şehâdeti seçen Filistinli kardeşlerimize imdat eyle. Şüphesiz ki sen Aziyzün Züntikâm’sın. Mazlum ve gariblerin Veli’sisin! HasbünAllâhu ve nimel vekiyl. Ramazan ayını hakkıyla değerlendirenlerin bayramını paylaşmanın mutluluğu yanısıra; dünyanın her tarafındaki zulme marûz kalan kardeşlerimizin de acısını paylaşarak, Allâh’tan hepimizi selâmet ve huzura erdirmesini niyaz ediyorum.

YAPACAĞINI SÖYLE, SÖYLEDİĞİNİ YAP! Aksi takdirde güvenilirliğini kaybedersin!

İnsanın iki yönü vardır: 1. Hakikati, 2. Bineğinin beşeriyeti. Kur’ân insana ölümsüz hakikatine iman edip gereğini yaşamasını hatırlatırken; bineği olarak tanımlananan bedeninin beşeriyetini de kullanmasının yollarını gösterir. Allâh tapınmamızı istemez, “ŞİRKTEN ARIN” DER!

Eskiden sabah uyanıldığında abdest alınır, sabah namazı edâ edilir, Kur’ân ele alınırdı. Şimdi uyanır uyanmaz cep telefonları veya tabletler ele alınıp, cumburlop dünyaya dalıyoruz. Hâlâ, kıyamet çoook uzakta mı diyorsunuz? Bilin ki, Kıyametiniz çok yakın!

Allâh isimleriyle işaret edilen tüm özellikleri beyninin derinliklerinde barındıran ÖLÜMSÜZ VARLIK İNSAN, ne yazık ki, kendindeki ebeden kullanabileceği bu özellikleri keşfetmek yerine, yarın kendisiyle olmayacak şeyler uğruna ömrünü harcıyor. Din, hakikatini fark etmen içindir.

Yeryüzünde mucize arıyorlar. MUCİZENİN EN BÜYÜĞÜNÜ görmek isteyen, AYNAYA BAKSIN! Görmekten kanıksayıp, değerlendiremediğimiz, bedeniyle beyniyle muhteşem bir mekanizma olan insanın yapısından daha kapsamlı bir mucize yoktur. Frekanstan hücreye katmansal yapısıyla! Şükret!

Namaz denilen salâtın (yöneliş) mir’ac oluşunun nedenine girelim biraz. Salât 2 rekâttır, sonra tahiyyatla noktalanır. Sonrasında bu 2’nin tekrarları vardır. “Ben” namaza durur Fatiha’yı OKUyarak benliğinin Rabbin kulu olduğunu hisseder ve bu hissedişle rükû’ya varır… Tekrar kıyâma (ayağa kalkış)tır. Bu bekâBillah hissedişidir. Bu defaki kalkışta dilinde Fatiha’yı okuyanın Allâh olduğunu hisseder önceki secdenin getirisi farkındalıkla. Rükûya varır, tüm varlığın Allâh tedbir ve tasarrufuyla açığa çıkmasının seyri ile. Sonra secde gelir… Bu secdeler tüm algılananların Allâh indindeki yokluğundan hareketle, “oku attığında sen atmadın, atan Allâh’tı” âyetinin yaşantısıdır. Gözünde gören Allâh’tır. Dilinde söyleyen Allâh. Allâh kendi kendini seyreder kul etiketi altında, esmâsıyla. İşte böyle bir şey iki rekât namaz(!).

Hiçbir ibadet yukarıdaki TANRI için değildir! İslâm Din’inde TAPINMA YOKTUR! Şeklî ibadetler hem derinliğindeki düşünsel anlamın hissedilmesi hem de bedene yararları dolayısıyladır. ALLÂH İÇİN demek, hakikatin orijinin olan ALLÂH’I FARK EDİP HİSSETMEN İÇİN demektir.

Dünyamızda zaman yok, kareler var. Dünyamızın orijini ise 2D data. Yalnızca ân’da yaşamakta veya ân’ı seyretmekteyiz. Zaman ise yalnızca bir kabul.

Beyni ve beynin çalışma sistemini bilmeden felsefî ve dinî tartışmalar yapmak, metaforları gerçek sanarak, metaforları tartışmak olur; gerçeğe ulaştırmaz. Pin twitteki sohbetimizi izleyin lütfen. Pindeki tweet: Yaşamın 3 ALTIN GERÇEĞİNİ göz önüne alarak, günlerinizi huzur içinde de geçirebilirsiniz; ya da hiç dikkate almayarak dünyanızı cehenneme de dönüştürebilirsiniz. Size beynin dünyanızı nasıl yarattığını bu video ile anlatıyorum… https://www.youtube.com/watch?v=aWOFKIcgGbw

1)Evren orijini itibarıyla 2D, beyin alanındaki software algısı nedeniyle 3D’dir. Bu yüzdendir ki her şey birbiriyle interkonnekt bağlıdır. Yıllar içinde daha da iyi anlaşılacaktır.

2) Şunu çok iyi anlayalım: Allâh adıyla işaret edilen, senin için ne yaratacaksa, onu Özündeki kudret olarak, Senden açığa çıkartır. DUA, senin, özündeki KUDRETİ tetikleme sistemidir. Onu güçlendiren de sendeki inançtır. Başarın inancın kadardır. Dışarıdakinden bekleme!

Samanyolu galaksimiz bir hiç, galaksi içinde. Dünya bu büyüklük içinde toplu iğnenin sivri ucu kadar bile değil! Evrende bu sistem gibi milyarla sistem var! Artık siz düşünün yukarıda dediğiniz TANRI indîndeki dünyanın ve sizin yerinizi!!!