-
“Âmâ”, gösterildiği hâlde gerçeği değerlendiremeyendir!
-
Geçmişin ve geleceğin değerlendirilişi, ancak yaşanılan anın değerlendirilmesiyle mümkün olur...
-
“Rabbin seslenişi” gönlünüzde iz bırakmıyorsa, samimiyet ve inancınızdan şüphe ediniz.
-
Efendi odur ki, karşısındakine hizmeti vazife bilir ve onu gerçeğe yöneltir.
-
Dua, Zâtındaki “rubûbiyetin” harekete geçirilmesidir...
-
An’ını değerlendirmesini bilmeyene kulak vermeyiniz.
-
Seviyorsanız, biliniz ki bu, sevildiğinizden ötürüdür.
-
Güzellikleri, onlara ermeyenler dile getiremezler...
-
Her nerede ve ne işte olursanız olunuz, sizi bir gören olduğunu hatırdan çıkartmayınız.
-
Gerçek güzeldir; ama her güzel gelen, gerçek değildir.
-
Değerli insan, yaradılmışlar içerisinde değersizi olmadığını idrak edendir.
-
Olayların ardındaki hakikat noktasını gören kişinin, huzurda olmamasına ihtimal mi vardır?
-
Kötülüklerden uzaklaşmak istiyorsanız, menfaatleriyle hareket edenlerden kaçınınız.
-
Mevcudatın yapısal güzelliği, yaradılışlarındaki gayeden ötürüdür.
-
Kişinin tekâmülü, bakış “açısından” sıyrılışı kadardır.
-
Suçlayanlar, cahil olanlardır!
-
Taklit eden değil, taklit edilen olunuz...
-
Tedbir, “Takdir”dendir! Tedbiri alınız, takdiri unutmayınız!
-
Kendinde kuvvet gören, tedbire; acz hisseden, takdire yönelir...
-
Kendini güçlü görüp güvenen, hüsrandadır...
-
Olgun kişi, mevcudata hizmette tefriki kaldırandır; tıpkı yağmur gibi!
-
Gerçeği bil; ve edebe riayet edicilerden ol!
-
Öncekinden alıp, sonrakine devreden kişi!.. Sahibi olup götüreceğin neyin var ki?..
-
Hangi şeye sahip olduğunu sanıyorsun, ki onunla övünüp, ona güvenesin?
-
Az için, çoğu kaybedenlerden olma...