Uzaylılar!!?
Son yıllarda ortaya çıkan “Uçan Daireler” halk arasında ve bilhassa entellektüel çevrelerde sık sık konuşulur ve üzerinde merakla durulur bir konu olmuştur...
Özellikle Amerika’da ve Avrupa’nın çeşitli yörelerinde görülen bu uçan dairelerin başka dünyalarda yaşayan yaratıkları taşıdığı, onların Dünya’yı bu şekilde ziyaret ettiği, insanlarla iletişime geçmek istedikleri, çeşitli çevrelerce iddia edilmektedir...
Batı dünyasında “Unidentified Flying Object” sözcüğünden kısaltılarak “UFO” şeklinde kullanılmaya başlanan “bilinmeyen uçan objeler”e ait çok çeşitli görüşler mevcuttur...
Amerika’da ve Avrupa’da en ciddi bilinen dergi veya gazetelerde dahi bu konuda haberlere, röportajlara rastlanmakta; çeşitli kişilerin gördükleri uçan dairelere ve içinden çıkanlara dair anılarına önemli derecede yer verilmektedir...
Bu konuda çıkan haberlerin, anlatılanların yüzde 95’inin aldanma olduğu, gördüklerinin yıldız kaymaları veya bulut birikintileri veya hava balonları, veya bu çeşit diğer birtakım görüntüler olduğunu kabul etsek dahi; gene de yüzde 5’lik bir açık kalmaktadır, ki gerek gören şahısların durumları ve gerekse görülen nesnelerin görüntü şekilleri kabul etmemizi icap ettirecek kadar bir yer tutmaktadır...
Özellikle Amerika Savunma Bakanlığında bir “UFO” yani uçan daireler özel dairesinin bulunması ve bunlara ait inkâr edilemeyecek görüntü tespitlerinin mevcut olması, işin bir nebze olsun ciddiyet taşıdığına işaret etmektedir...
Nitekim Cumhuriyet gazetesinde çıkan bir röportajda, bir öğretmenin sınıfta bulunurken, böyle bir uçan dairenin orada bulunanların göremediği şekilde gelmesinden ve içinden birtakım insanların çıkmasından bahsedilmektedir... Şimdi okurlarımıza bu röportajdan bazı pasajlar nakledelim... Röportör Turhan ILGAZ şöyle naklediyor:
“Bundan iki yıl kadar önce, ... Pangaltı Ermeni Lisesinde sınav yapmaktadır. Öğrencilere soruları vermiş ve kürsüye geçerek oturmuştur ki... Birden sınıfın yan duvarlarında bir sahne belirir...
(Sinema gibi) diye anlatıyor... Bir uçan daire vardı karşımda... Sonra içinden bir adam çıktı tıpkı bizlere benzeyen...”
Gören hanım bir medyum... Ve gelenlerle “fikir yoluyla” konuşuyor... Gelen şahıs onunla bu görüşmeden sonra daha birçok kereler de görüşüyor...
İşte bu uçan dairelerle ilgili bizde rastlanan bir şekil...
Peki, bu işin içyüzü nedir?..
Uçan daireler var mıdır?..
Başka gezegenlerde insan türü yaratıklar var mıdır?..
İnsanlarla temas kuran veya kurmak isteyen kişiler, yabancı gezegenlerde yaşayan birtakım insanlar var mıdır?.. Yoksa başka yaratıklar mı bunlar?..
Evet, son günlerin en ilginç konularından biri de bu!..
Ve bu konuda yapılan en büyük yanlış ise, işi “BİLİM ADAMLARINA SORMAK”!..
Uzaylılar konusu asla bilim adamlarına sorulmaz!..
Uzaylılar konusuna cevap verebilecek bilim adamı ne TÜRKİYE’de ne de DÜNYA’da mevcut değildir!.. Kim bu konuda bilim adamlarına danışırsa, kesinlikle yanılmış olur!..
NİÇİN?..
Önce bilelim ki, “bilim” eldeki belirli objelere ve verilere göre bir sistem içinde oluşur. Elbette, o verileri ve objeleri inceleyecek kişiler vardır... Ve nihayet, bu kişilerin, o veriler, objeler üzerinde belirli araştırmalar yaptıktan sonra, varacakları bir kesin sonuç ve oluşturdukları sistem, “o bilim dalını” oluşturur...
O bilim dalını oluşturan kişilere de “o konunun bilim adamı” denir...
Bir örnek ile açıklayalım...
İnsan bedeni mevcuttur; bu beden üzerinde araştırma yaparak çalışma sistemini tespit eden ve bunu bir bilim dalı hâline getiren insanlar vardır... Öyle ise, veriler mevcuttur, araştırma sonucu oluşan sistem ortadadır!.. Demek ki insan bedeninin çalışmasını konu alan bir bilim adamı mevcuttur!.. Yani tıp bilimi, bu bilim dalının araştırıcıları, uzmanları doktorlar!.. Ve veriler, objeler, insanlar!..
“Uzaylılar” adı verilenlere ait veriler, objeler elimizde midir?.. Elimizdeki bu objeler, veriler üzerine sistematik bir araştırma yapılmış mıdır?.. Bu sistemli araştırmaları yapmış, bu yapıların hangi sistemle çalıştığını tespit etmiş kimseler var mıdır?..
Elbette, bütün suallerin cevabı HAYIR’dır!..
Öyle ise, Uzaylılar üzerine ne bir bilim dalı vardır, ne de bir BİLİM ADAMI!..
Bu noktayı siz isterseniz bir doktora sorabilirsiniz, isterseniz bir hukuk profesörüne... Ya da bir ASTRONOMİ profesörüne!..
Hepsi de bu konu hakkında, aynı düzeyde bir vatandaştır; kendi dallarında birer profesör olmalarına rağmen!..
Biri profesördür, kanunlar konusunda; diğeri profesördür insan bedeni hakkında; biri profesördür, toprağın yapısı hakkında; bir diğeri de profesördür, yıldızlar, konumları ve yapısal özellikleri hakkında!..
Ama asla, “Uzaylılar” konusunda değil!..
Bu Türkiye’de de böyledir. Dünya’da da!..
Olmayan objenin bilim adamı da olmaz... Ve hiçbir zaman Astronomi uzmanları, profesörleri, Uzaylılar konusunda bilim adamı gibi gösterilmez ve kabul edilmez!..
Bunu böylece kesinlikle vurguladıktan sonra şu noktaya dikkat çekelim...
Bu konuyla ilgili muhtelif olaylar vardır... Bunlardan biri, TASS ajansının Rusya’da bir kentte, parkta bulunan çocukların uzaylılarla teması yolunda bir yayını!..
Bir diğeri de, İngiltere’de tarlalarda meydana gelen büyük boy çizimler... Şimdi bu konu hakkındaki bir yazıyı nakledelim size...
5 Ekim 1991 tarihli Cumhuriyet gazetesinin “BİLİM VE TEKNİK” dergisinden alınmıştır.
UFO’CULAR YAKALANDI
İngiltere’de buğday tarlalarında bulunan “göksel” çizgileri ve şekilleri yapanlar ortaya çıktılar. Bilim adamlarını uğraştıran ve UFO’cuların sahip çıktığı olayın öyküsü...
“Şu anda, araştırmalarım sırasındaki en mükemmel anlardan birini yaşıyorum.” Ünlü UFO araştırmacısı Pat Delgado İngiltere’de Sevenoaks’daki buğday tarlasını gördükten sonra duygularını bu şekilde ifade ediyordu: “Hiçbir insan bunu yapmış olamaz.”
Delgado bu sözleri, mükemmel bir şekilde yaratılmış başaklara bakarak söylüyordu. Başaklar, saat yönünde hemen hemen mükemmel bir daire biçiminde yere yatırılmıştı. Bu dairenin uzantısı olarak başka şekiller de görülüyordu: Antenler, bir yarım daire ve bir şerit şeklindeki uzun bir hat.
Sevenoaks’ta görülen daireler, son on üç yıldır Güney İngiltere’de görülen yüzlerce şekilden sonuncusuydu. Konuyu araştıran ve yazılar yazan Delgado için bu daireler üst bir zekânın var olduğuna dair mükemmel bir kanıt sunuyordu.
Ancak, Delgado’nun sevinci fazla uzun sürmedi. Today gazetesinden muhabir Graham Brough, iki yer ressamının bu şekilleri oluşturmasını izlemişti. 62 yaşındaki Davit Chorley ve 67 yaşındaki Douglas Bower, Sevenoaks’taki şekli Brough başlarında dururken oluşturmuştu. Bu ikili, Güney İngiltere’de son on üç yıldır her hasat zamanı yaklaşık 25 - 30 şekil yapıyordu.
İkilinin açıklamaları, son yıllarda İngiltere’nin ve tüm dünyanın ilgisini çeken gizeme bir açıklama getiriyordu. Bu dairelerin nasıl oluştuğu konusunda çok ilginç fikirler ortaya atılmıştı: Uçan daireler, elektromanyetik alan, atmosferdeki dalgalar bunlardan birkaçıydı.
Oysa, şakacı ikilinin kullandığı yöntemin hiçbir olağanüstü ya da olağandışı güçle ilgisi yoktu. 1,2 m boyunda bir tahta çubuk ve bir top ip kullanıyorlardı. Bower, seçtikleri alanın merkezinde duruyor ve çubuğu dik bir biçimde tutuyordu. İp çubuğa diz yüksekliğinde bağlıydı. Chorley, ipi gergin tutarak Bower’in çevresinde döndüğü zaman, başaklar yan yatıyordu.
Chorley ve Bower ilk şekillerini 1978’de yapmıştı. Amaçları buğday başaklarını yatırarak bir UFO’nun tarlaya indiği izlemini vermekti. Ancak, yaptıkları çalışmalar üç yıl boyunca kimsenin dikkatini çekmedi. İlk kez 1981 yılında bu şekiller basında yer aldı. İkilinin yaptıkları itirafın nedeniyse, daireleri araştıranların hükümetten maddi yardım istemeleriydi.(m.a)