Medyumlar Aracılığıyla Görüşülen Varlıklar Kimlerdir? Özellikleri Nelerdir?
Kabul edelim ki, bizim dışımızda, yani insan türünün dışında, ne isim verirsek verelim, en azından bir ikinci tür ile iç içe yaşamaktayız ve onlardan bize akan biçimde bir iletişim kesinlikle söz konusudur.
Bu tür varlıklar, beyin yapıları hassas olan, “MEDYUM” denilen insanlara belli dalga boylarından belli impulslar göndermekte ve onların beyinlerinde belli fikirleri oluşturmaktadırlar.
Bu varlıklara ne isim takacağız?..
İster, RUH deyiniz...
İster, CİN deyiniz...
İster, UZAYLI deyiniz...
İster, kendilerine daha başka bir İSİM taksınlar...
İster, siz onlara daha başka bir isim veriniz...
Netice itibarıyla kendini türlü - çeşitli mahiyetlerde tanıtan bir kısım görülmeyen varlıklar mevcuttur.
Kur’ân-ı Kerîm, bu varlıkları “Cin” ismiyle tanıtmış ve Hz. Muhammed (aleyhisselâm) dahi bu “Cin”ler konusunda insanları oldukça geniş bir biçimde uyarmıştır.
Kendilerini eskiden “Ruh” diye tanıtan ve genellikle de geçmiş evliyaların “ruhları” olduklarını iddia eden bu “Cin”ler, esas itibarıyla daima gerçek hüviyetlerini gizlemektedirler.
“Mevlâna”, “Yunus Emre”, “Abdülkâdir Geylânî”nin kısa adı olarak Kadri gibi takma isimlerle ilişki kuran bu varlıklar, İslâm’ı ve tasavvuf’u bilmeyen kişilere, güya tasavvufun gerçeğini açıklamak amacıyla, ALLÂH’ı anlatmak amacıyla birtakım bilgiler vermek suretiyle işe başlamışlardır.
Ancak temel amaçları, insanları İslâm inançlarından uzaklaştırmak olduğu için; kısa sürede, dinlerin ve bu arada elbette ki İslâm Dini’nin artık geçersiz olduğunu empoze etmeye başlamışlardır.
Bundan hemen sonraki aşama ise, kendilerinin Uzaylı Varlıklar olduğu ve Dünya’yı onların, perde arkasından yönetmekte olduğu iddialarıdır.
1935 - 1940’larda “Ruh” olduklarını iddia eden bu varlıklar 1960’lardan itibaren artık “Uzaylı” varlıklar olduklarını ilan etmişlerdir.
1962 yılındaki ilk tebliğlerden sonra, bu tebliğleri alan dernek tarafından yayınlanan “SÂDIKLAR PLANI ALTIN ÇAĞ MİSYONU” isimli kitabın arka kapağında şunlar yazılıdır:
“Dünya planeti, insanlığın Altın Çağ’da, izin ve bilgi verildiği ölçüde daha iyi ve açıkca anlayacağı bir KOZMİK YÖNETİCİ KONSEY tarafından yönetilmektedir. Gerçekte, tüm Güneş Sistemi planetleri, böylesine değişik KONSEYLER tarafından yönetilmektedir. Ve GÜNEŞ SİSTEMİ YÖNETİCİ KONSEYLERİ, birçok ve birçok GÜNEŞ SİSTEMLERİNİN tümümü birden yöneten bir SİSTEMLER YÖNETİCİSİ KONSEY’e, hiyerarşik yapıya bağlıdırlar. SÂDIKLAR PLANI, Dünya Yönetici Konseyi’nin, kendilerinin deyimiyle “sağ kolu”durlar...”
Kendilerini önceleri RUHSAL PLAN, ORGANİZATÖR gibi tanıtan bu varlıklar, zaman içerisinde isim değiştirerek UZAYLI VARLIKLAR olmuşlar ve önceleri gerçekten bazı konularda ciddi ciddi izahlarda bulunmaya çaba gösterirken; daha sonraları işi iyiden iyiye alaya, dalga geçmeye kadar uzandırmışlardır. Bunların örneklerini daha ileri bölümlerde göstermeye çalışacağız.