Dolayısıyladır ki biz, ya bu çalışmalarla kendi ölüm ötesi yaşam bedenimiz olan holografik dalga bedenimizi –ruhumuzu– geliştireceğiz, kuvvetlendireceğiz ve bunun ötesinde Allâh’ı ve Allâh’a ait özellikleri daha iyi anlayıp kavrayacağız ve onları anladığımız bildiğimiz ölçüde, kendi yaşamımıza ona göre yön vereceğiz... Ya da bunları ihmâl edeceğiz, bütün bunlardan bîhaber olarak; sanki yukarıda ötede bir tanrı varmış gibi, sanki onun bizim yaptığımız şeylere ihtiyacı varmış gibi olayı değerlendirip; “Aman canım, O’nun benim yaptığıma ihtiyacı yok!” deyip, her şeye boşverip, ondan sonra da yaşamın son derece acı gerçekleriyle karşı karşıya kalacağız!
İşte bu sohbetimde size bilebildiğim, muttali olabildiğim kadarıyla yaşamın gerçeklerinden ve bu gerçeklere dayalı olarak gelmiş olan Din’in tekliflerinden ve Din’in geliş gerekçelerinden söz etmeye çalıştım.
Bilemiyorum faydalı olabildim mi, olamadım mı?.. Ama şurası kesin gerçek ki, bu anlattıklarım doğru veya yanlış da olsa siz gene de bu konuları ana kaynaklardan araştırın, düşünün, inceleyin, etüd edin.
YAŞAMINIZLA KUMAR OYNAMAYIN! Yaşamınız derken EBEDÎ YAŞAMINIZdan söz ediyorum.
Şu Dünya’da kaç saniye yaşadık ve daha kaç saniye yaşayacağız, gerçek boyuta, gerçek zaman değerlerine göre?.. Bunu hatırlayın!
Yaşamınızın kaç saniyesi gitti veya kaç saniyesi veya salisesi kaldı?
“Timer” hızla işliyor!
Geri sayım başladı... 59, 58, 57, 56... Hızla azalıyor zaman!
Öyleyse bu kalan zamanı çok iyi değerlendirin!.. Bu dediklerimi araştırın!..
Doğru mu, değil mi bunları tespit edin, kalan son süreyi iyi değerlendirmeye bakın!..
Bir daha geri geliş, Kurân’a göre yok!
Hz. Muhammed’e göre insanın bir daha dünyaya gelerek yapmadıklarını yapması, hatalarını, yanlışlarını telâfi etmesi mümkün değil!
Yarın öbür tarafa gittiğiniz zaman, buradaki bu değerlerin hiçbirisi geçerli olmayacak.
Öyleyse lütfen, bu gerçekleri olabildiğince gerçekçi bir biçimde düşünerek, pişman olmayacağınız bir biçimde yaşamınıza yön vermeye çalışın. Zira son pişmanlık noktasında, size bir daha kesinlikle geri dönüş hakkı olmayacak!
Allâh hepimize pişman olmayacağımız bir şekilde yaşamı değerlendirmeyi, yaşamın gerçeklerini değerlendirmeyi kolaylaştırmış, nasip etmiş olsun!
Hoşça kalın dostlarım!
AHMED HULÛSİ
Antalya, 1990