-
Kişi, arzularını terk ettiği zaman “Hükmün âlemi”ne; gelenlere razı olduğu zaman da “rızaya ermiş kul” mertebesine yükselir!
-
Oku ve idraka çalış! Mutlaka söylemek istiyorsan bir şeyler, önce KENDİNİ TANI!
-
Hz. Muhammed, aklı olanlara ve ilmi duyguyla değil akılla değerlendirebileceklere yararlı olmuştur!
-
Bil ki, gerçeği idrak etmeye çalışan bir kişi, asla yaradılmışlar arasında tefrik yapamaz!
-
Yaradılmışlar arasında fark görmeyi kaldırdıktan sonra yapılacak ikinci iş, verenin huzurunda verilenlere vasıta olmaktır!
-
Herkes, düşünebildiği, idrak edebildiği nispette fiillerde bulunur; ve sonucunda da hak ettiği ile karşılaşır!
-
Kâmil kişi, mahlûkatta kusur veya hata görmez ve aramaz!
-
Mükemmel olarak yaradılmamış tek bir mahlûk yoktur!.. “Var” diyenler, sadece kendi sınırlı anlayışlarını sergilemektedirler!
-
Yaradan, her şeyi güzel ve kemâl üzere yaratmıştır. Ancak şu var ki; onlara bakanlar, gözlerindeki rengârenk camlı gözlükleri çıkarmak zahmetine katlanıp, gerçeği çıplak gözle görmek lütfunda bulunsunlar.
-
“Hayır” veya “şerr”, yaratılmışın indîncedir... Yaradanın indînde, hepsi birdir!
-
Bil ki, yolumuz tefrik yolu değil; MUTLAK BİRLİK yoludur. Bu yolda, kesinlikle ayırım yapmak yoktur!
-
Bütün günahların kökeninde de, “Şirki hafî” yani “tanrıya inanmak” yatar!..
-
Hem “benlik deccali”nin tüm kapasitesi ile saltanatının sürmesini isteyeceğiz... Ondan sonra da Tek’e, havadan ermiş olacağız... Bunu beklemeyin!.. Çünkü bu, gerçekleşmesi muhal olan bir sükûtuhayal!
-
“Ümmül Kitab”ı okuyup idrak edemeyen, ne bilir ki “ALLÂH Adıyla İşaret Edilen’in ahlâkı”nı?..
-
Basîretinde varlıkların çokluğu yoktur! Gözde, çokluk vardır!
-
‘ALLÂH ve DİN ADINA” hükmetmek, “kimin yetkisinde”dir?!!
-
Arpa dağıtıp, altın toplayamazsın!.. Altın dağıtıp, irfana eremezsin!.. Zulüm yapıp, rahmet bekleyemezsin!.. Bina yapıp, ilim alamazsın!..
-
“Anlayış ve değerlendirmede yenilenme” var; ama, “İlâhî Sistem ve Düzen”de yenilenme yok!
-
Yaradılan ne vardır ki birbirine muhtaç olmasın?.. Ama onları “Yaratan”!!! İşte, O’nu “dost” seç kendine!
-
Düşün, düşün ve gene düşün; düşündüğünün gerçeğine eremesen bile, hiç olmazsa “düşünenler” arasına girersin!
-
Dününden pişmanlık duymayan, en büyük saadete ermiştir...
-
Ne bir kusur işle; ne de af dilemek mecburiyetinde kal... Hatta, kimsede kusur görmemeye gayret et!
-
Senin, bizzat arzularınla gelişen hırsın, senin “şeytanın” olmuştur!.. Arzuları kalmamış bir kişinin, ihtirasları da olmadığı için, şeytanı da “müslüman” olur!
-
Yaradılmışlar, çoğunlukla kendilerine bir iyiliğin ulaşmasına vesile olanları sever ve hakikatten uzak iseler, verileni verenden bilirler... Sen bil ki, veren-verdirten hep O’dur!
-
Ruh kuvvetin - kapasiten, ölmeden önceki son ulaştığın beyin kapasiten olarak sâbitlenir!