Üstad
− Hamd, değerlendirmektir... Değerlendirilemeyen şeyin elbette ki şükrü de olmaz...
Soru
− Üstadım... “Şükr eden oruçsuz kimseye, sabreden oruçlunun sevabının misli verilir” hadisinde “ŞÜKR eden oruçsuz” kişiyi nasıl anlarız?..
Üstad
− Sabırda tahammül, katlanma vardır... Şükürde ise nimeti vereni görme vardır... Bahsedilen oruç da Ramazan orucu değil, yararlı oruçtur! Yararlı orucu katlanarak tutmaktan ise nimeti vereni görerek yemek daha iyidir, anlamınadır...
Soru
− Allâh Rasûlü’nün “İnsanın Kâbe’ye gözü değdiği vakit; Allâh’tan ne dilerse olur” hadisine göre gerçek ‘dua’ mı kast edilmektedir?.. Şayet bu şekilde ise bu fonksiyon bir insanda nasıl meydana gelir?.. Teşekkür ederim...
Üstad
− Gözden (nazar=bakış) murat, Kâbe’nin hakikatine yönelen, şuurdur... Öyle olursa, sonucu da oluşur!.. Kâbe’nin hakikatine nazar edebilenin edeceği istek de oluşur zaten!..
Soru
− Vehim gücünün yaşamı meydana getirdiğine, yaşam da istidat ve kabiliyet doğrultusunda ortaya çıktığına (şekillendiğine) göre... Bu noktada, kaderin değil de, kişinin yaşamının değişiminden (değişmesinden) söz edilir mi?..
Üstad
− Yaşamın, Kadere uygun bir şekilde yönlenmesidir söz konusu olan...
Soru
− Bir hadiste; “Bâyezid-i Bistamî ve İsa (a.s.), İsrafil’in kalbindedir” denmektedir... Bu hadiste İsa (a.s.) ile Bâyezid-i Bistamî’nin müşterek olan yönleri nedir? Açıklar mısınız... Teşekkür ederim...
Üstad
− Teşbih hakikatinin fıtratlarında ağırlık kazanmış olması... Ancak bunun hadis olduğunu sanmıyorum.
Soru
− Hawking’in öne sürdügü Evren içinde artan ısı ve düzensizliğin bir sonucu olarak, Evren için de bir kıyametin söz konusu olduğuna Kur’ân-ı Kerîm’de işaret edilmekte midir? Eğer böyleyse mevcuttakine benzer bir evrenin ve insanlığın belki de kıyametten sonra tekrarlayacağını düşünebilir miyiz?..
Üstad
− Evren içre evrenlerden söz eden bölümü okumamışın... “ALLÂH” kitabına son ilave edilen 13. - 18. bölüm arasını oku... “Allâh ve nokta” ile ilgili bölümü...