Kendi kendinize sorun; “Bu tamamıyla kalktı mı benden..?” diye; cevap, vicdanınızdan hayır diye geliyorsa, sakın kendinizi aldatmaya kalkmayın, sonra ilerde daha büyük hüsrana uğrarsınız!..
İnandığınız uğruna nelerinizden vazgeçebildiniz?..
Her şeyden; de diyebilseniz; bilin ki hâlâ benliktesiniz; ve benlikten geçememişsiniz!..
Kapı gibi ortada dururken benliğiniz ve onu oluşturan öğeler; nasıl özde bir olmaktan söz edebilirsiniz ki?..
Evrende üç tür vardır...
Özünde Allâh ahlâkı tâbirinin ifade ettiği mânâ ile yaşayanlar; kendini arayanlar; varlığının gereğini yaşayanlar...
Kendini arayanlar derken, din ya da tasavvufla hobi kabilinden ilgilenenleri kastetmiyorum elbette!..
Kendini arayanlara ayna olarak Din tebliğ edilmiştir!..
Kendini aramak ve tanımak gibi bir derdi olmayanları din enterese etmez!..
Onlar, diledikleri gibi yaşarlar ve sonucuna da katlanırlar!..
İnsan aynada kendini seyredemiyorsa, ya kördür, ya da ayna adıyla ve sanarak duvara bakıyordur!..
Kendindeki hangi özelliği keşfederek onu kullanmak suretiyle bir cehenneminden kurtulup, karşılığı olarak o cenneti yaşayabildin?..
Varsa eğer böyle bir şey, o sana örnek olsun!.. Daha geride hayalinden bile geçmeyen neler var!..
Ama bütün bunlar için gerçekten KENDİNİ TANIMAK değerli bir şey olmalı senin için!..
Yaşamının değil, günün kaç dakikasında, karşındakine, kendine davranılıyormuş gibi davranıyorsun?..
Karşındakinin, “sen” olduğunun; LAKIRTISINI etmek çok kolaydır!.. İki nefes yeter!.. Ya onu idrak ile hissedip, yaşamak!??
Başına ne gelirse, “ALLÂH”tan bilip, asla karşındakini yaşadığın o olaydan dolayı suçlamamak?!!
Bir yandan bunlar uygulanıp yaşanacak; diğer yandan da “Ümmül kitab”ı başlayacaksın “OKU”maya ki, ALLÂH ahlâkının ne olduğunu öğrenesin!..
Ümmül kitab’ı okuyup, idrak edemeyen, ne bilir ki “ALLÂH Adıyla İşaret Edilen”in Ahlâkını?..
Anlıyorum, uzattım!.. Özür dilerim... İyi geceler...
Hazmedebileceğiniz ölçüde duymadığınız yeni gerçeklerle yeniden buluşmak ümidiyle...