73 - Müzzemmil Sûresi
"Euzü Billahi mineş şeytanir racim"
BismillahirRahmanirRahıym
-
Ya eyyühel müzzemmil;
Ey Müzzemmil (örtünen)!
-
Kumilleyle illâ kaliyla;
Azı hariç geceleyin kalk;
-
Nısfehû evinkus minhu kaliyla;
Yarısı kadar yahut azıyla,
-
Ev zid ‘aleyhi ve rattililKur’âne tertiyla;
Yahut onu arttır ve Kurân’ı üstünde tefekkür ederek oku!
-
İnna senulkıy ‘aleyke kavlen sekıyla;
Muhakkak ki biz sana ağır bir söz ilka edeceğiz (şuurunda yaşatacağız)!
-
İnne nâşietel leyli hiye eşeddü vat’en ve akvemu kıyla;
Muhakkak ki gece kalkışı, algılamada kapsam ve hitabı değerlendirmede daha berraklık getirir!
-
İnne leke fiynnehari sebhan taviyla;
Muhakkak ki gündüz senin yoğun işlevin vardır.
-
Vezkürisme Rabbike ve tebettel ileyhi tebtiyla;
Rabbinin ismini zikret (hatırla) ve her şeyden kesilip sırf O’na yönel!
-
Rabbulmeşrikı velmağribi lâ ilâhe illâ HUve fettehızHU Vekiyla;
Rabbidir doğunun (parlayıp açığa çıkanın) ve batının (sönüp yok olanın)! Tanrı yoktur; sadece "HÛ”! O hâlde O’nu vekîl edin!
-
Vasbir ‘alâ ma yekulune vehcurhüm hecren cemiyla;
Onların dediklerine sabret ve onlardan güzel bir ayrılış ile ayrıl!
-
Ve zerniy velmükezzibiyne üliynna’meti ve mehhilhüm kaliyla;
Beni, o nimet içindeki yalanlayıcılarla (başbaşa) bırak! Onlara mühlet ver.
-
İnne ledeyNA enkâlen ve cahıyma;;
Muhakkak ki bizim yanımızda enkal (güçlü bağlar, zincirler) ve cahîm (cehennem, yakıcı ateş) vardır.
Not:Ünlü Kur’ân yorumcusu İmam Razi, gelecek yaşamdaki azabın bu sembolizmini izah ederken şunları söyler: “Bu dört durum, kişinin hayattayken yaptıklarının ruhî sonuçları olarak görülebilir. “Ağır prangalar”, ruhun önceki maddi ilgilerine ve bedenî zevklerine mahkûmiyetinin devam etmesinin bir sembolüdür. Bunların gerçekleşmesinin imkânsız hâle geldiği o gün, bu prangalar ve zincirler, yeniden dirilen insan kişiliğini (nefs) yücelik ve sâfiyet katına çıkmaktan alıkoyar. Ardından, bu ruhî prangalar “ruhî ateşlere” sebebiyet verir; çünkü kişinin beden zevklerine güçlü bir eğilim duyması, onlara erişmenin imkânsızlığı ile birleştiğinde, ruhî olarak şiddetli bir “yanıp tutuşma” duygusu oluşturur, “yakıcı alev” in (cahîm) anlamı budur. Günahkâr, bu durumda, arzuladığı şeylerden kopmanın acısını ve yoksunluğun boğucu baskısını boğazında hisseder; bu da “boğaza takılan yiyecek” ifadesinin karşılığıdır. Ve sonunda, bu şartlardan dolayı, Allâh’ın nûruyla aydınlanmaktan ve kutsanmış kişilerle bir arada olmaktan yoksun kalır; “şiddetli azap” ifadesinin anlamı budur. Ama yine de bilin ki, Kurân’ın bu âyetlerinin anlamının bu söylediklerimden ibaret olduğunu iddia ediyor değilim...”
-
Ve ta’amen za ğussatin ve ‘azâben eliyma;
Boğazda tıkanan gıda ve feci bir azap!
-
Yevme tercuful’Ardu velcibâlu ve kânetilcibalu kesiyben mehiyla;
O süreçte arz (beden) ve dağlar (bilinçler - benlikler) sarsılır... Dağlar heyelana uğramış bir kum yığını olur!
-
İnna erselna ileyküm Rasûlen şahiyden ‘aleyküm kemâ erselna ila fir’avne Rasûla;
Muhakkak ki biz, Firavun’a bir Rasûl (hakikatine yönlendirici, arındırıcı) irsâl ettiğimiz gibi size de şahit olarak bir Rasûl irsâl ettik.
-
Fe’asâ fir’avnurRasûle feehaznâhu ahzen vebiyla;
Firavun o Rasûle âsi oldu da onu kahredici tutuşla yakalayıverdik!
-
Fekeyfe tettekune in kefertum yevmen yec’alulvildâne şiyba;
Eğer (hakikatin bildirimine) nankörlük ederseniz, gençleri saçı ağarmış ihtiyar kılan o süreçte nasıl korunursunuz?
-
EsSemâu münfetırun Bihi, kâne va’duHU mef’ula;
Semâ onunla yarılır! O’nun vaadi gerçekleşmiştir!
-
İnne hazihi tezkiretün, femen şâettehaze ila Rabbihi sebiyla;
Muhakkak ki bu bir tezkiredir (hatırlatıp düşündürtme)! Dileyen Rabbine (erdiren) yol edinir!
-
İnne Rabbeke ya’lemu enneke tekumu ednâ min sülüseyilleyli ve nısfehu ve sülüsehu ve taifetun minelleziyne me’ake, vAllâhu yukaddirulleyle vennehar* ‘alime en len tuhsuhu fetâbe ‘aleyküm fakreû ma teyessere minelKur’ân* ‘alime en seyekûnu minküm merda ve âharune yadribune fiyl’Ardı yebteğune min fadlillâhi ve âharune yukatilune fiy sebiylillâhi, fakreu ma teyessere minhu, ve ekıymusSalâte ve atuzZekâte ve akridullahe kardan hasena* ve ma tukaddimu lienfüsiküm min hayrin tecidûhu ‘indAllâhi huve hayren ve a’zame ecra* vestağfirullah* innAllâhe Ğafûrun Rahıym;
Muhakkak ki Rabbin senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında veya üçte birinde kalktığını biliyor... Seninle beraber olanlardan bir grubun da! Geceyi ve gündüzü Allâh takdir ediyor! (Allâh) onu asla değerlendiremeyeceğinizi bildi de tövbenizi kabul etti... Kurân’dan kolaylaşanı okuyun (idrak edin)! (Allâh) bilir ki, sizden hastalar, arzda dolaşıp Allâh’ın lütfundan talep eden kimseler ve Allâh yolunda savaşan kimseler olacaktır. Artık Ondan kolaylaşan kadarını okuyun; salâtı ikame edin (yönelişi kaîm kılın müşahede ile), zekâtı verin ve Allâh’a güzel bir ödünç verin... Kendiniz için (önceden) hayırdan ne takdim ederseniz, Allâh indînde onun çok daha büyük ve hayırlısını bulursunuz. Allâh’tan mağfiret dileyin! Muhakkak ki Allâh Ğafûr’dur, Rahıym’dir.