Soru
− Allâh ilminden yüz çevirmek; Allâh zikrinden yüz çevirmek midir?..
Üstad
− Evet!..
Soru
− “Sarhoşken namaza yaklaşmayınız” âyetinde ifade edilen sarhoşluğu, fiziki sarhoşluğun dışında “benlik sarhoşluğu” olarak da algılayabilir miyiz?
Ayrıca “yaklaşmayınız” ifadesini “yakîn elde edemezsiniz” olarak düşünürsek, o hâlde “benlik sarhoşluğu ile namaz kılarsanız yakîn elde edemezsiniz” olarak düşünmemiz gerekir “zan” ediyorum!..
Üstad
− Sarhoşken namazın mümkün olamayacağına işaret ediliyor...
“SARHOŞ” olmanın ne demek olduğunu anlarsak, o durumda iken namazın mümkün olamayacağını, namaz Mi’râc olduğuna göre bunun da yaşanamayacağını fark etmiş oluruz...
Soru
− Zikrin sırdan, ahfâdan olması gibi mecazî anlatımları nasıl anlamalıyız, bugünün gerçeği ile..?
Üstad
− Esmâ ve Sıfat boyutuna dair müşahedelerdir bu zikirler...
Soru
− İlk defa görülen bir müminin karşısında yapılan dua kabul olunur mu?.. O müminin kalbi Beytullâh sayılabilir mi?..
Üstad
− O “MÜMİN”i bulursan, evet!.. Bunun için “Mümin müminin aynasıdır” hadisinin mânâsını araştır...
Soru
− “Zerre küllün aynasıdır”ın mânâsını “Mümin müminin aynasıdır” sözü ile bağdaştırabilir miyiz Üstadım?..
Üstad
− Hayır... Allâh indînde ne küll vardır ne de zerre!.. Mümin ise isimler içindeki bir “ALLÂH İsmiyle İşaret Edilen”in isimlerinden biridir...
Soru
− “Rahmân’ın iki eli”nden murat olarak Celâl ve Cemâl sıfatlarını da düşünebilir miyiz?..
Üstad
− Evet...
Soru
− Ocak sohbetinde cennetin Galaksi ile sınırlı olduğundan söz ediliyordu... Diğer galaksilerden haberdar olanlar için, cennette olmaması gereken sıkıntıyı yaratmaz mı?..