Niçin İbrahim (aleyhisselâm), kıyamette en uzun boylu ve müezzinlerin başı olacaktır?..
Melekler, kişinin dışından değil de, bâtınından zâhir olacaksa kişiye; karşımızda ya da yukarıda mazeret serdedeceğimiz bir tanrı oturmayacaksa tahtında; o takdirde neler gelecek başımıza?..
“Rubûbiyet”, Efâl mertebesinin Rabbi ise…
Fiiller, fâili hakiki olan Esmâ terkibinden yani Rabbinden açığa çıkıyorsa…
Hakikatin olan Esmâ terkibinin, yani Rabbinin idrakı ve yaşanması, niçin çok önemlidir?..
Esmâ terkibin olan Rabbin, “Hasiyb” olarak her dem yaptıklarının hesabını görüyorsa ruhun bile duymadan; yarın kimden nereye sığınacaksın?
Zor dostum, zor!..
İman edebilmek bile akla bağlı! Ya yetmiyorsa bunlara aklın?
“Biz kendimizi hep yalan-yanlış dedikodularla aldatarak Dünya’dan geçip geldik… Şimdi de sonuçlarına katlanmaktan başka çaremiz yok”demeni hiç seyretmek istemiyorum!
“Para, mal-mülk, çoluk-çocuk, geçici Dünya zevklerine kandım da hiç bunlara kulak vermedim”; demeni hiç görmek istemiyorum!
Yarın pişman ve perişan olacakların; bugünde tanıdığı, ahbabı olmak hiç istemiyorum…
Yüreğim elvermiyor, bugünden onların yarınlarını görmeye!
Bir umut var, dedim ya!..
Keşke ben aldanmış olsam!..
Yazdığım ve anlattığım kitaplar-kasetler dolusu şeyler hayal ürünü olsalar!..
Ve anlattıklarıma kulak vermeyen insanlar, ölüm sonrasında hiç pişmanlık duymasalar!..
Yorgunum dostum!..
Bedbinim dostum!..
Üzgünüm dostum!..
Senin için…
Tüm sevdiklerim için…
Tüm seven ve sevmeyenler için…
Asırlardır söylenip yazılan gerçekleri hiç kâle almayanlar için!