Oysa bu boyuttaki zaman, “an”ın sürekliliğidir! Diğer bir deyişle zaman kavramı bu boyutta geçersizdir!
Bunlar hep, sonsuz ve sınırsız varlığın kendindeki mânâları seyri durumunu anlatan hususlardır...
Göz boyutundan çıkıp, gözün algılama kapasitesini aşıp da, bilimsel ve düşünsel olarak yaklaşabilirsek...
Varlık âleminin; algılayamadığımız alt boyutlarında, santimetrenin milyarda biri kadarlık dalga boylarından, kilometrelerce uzunluğundaki dalga boylarına kadar, sayısız fakat her biri, bir mânâ ifade eden dalga boylarından oluşan bir yapı olduğunu fark ederiz. Bu yaratılmışlar boyutudur. “Efâl” âlemidir!..
Bunların her biri kendine has mânâlar ihtiva eder. Bu mânâlar, kendilerini algılayacak yapılar tarafından algılanır. Algılayamayacaklar tarafından da “gayb” hükmü ile gizli kalırlar!.. Bu “mutlak gayb” değil, “muzaf gayb”dır!.. Yani, “göresel gayb”...
Biz, özümüzü ne kadar tanıyabilirsek, ne kadar beş duyu ve beden kaydından soyutlanıp, orijinimizi derinliklerimizde bulup, tanıyıp, değerlendirebilirsek, o oranda varlıktaki gaybî mânâları çözmeye başlarız.
Öte yandan bu mânâları gerçekte seyreden ise, biz değil, mutlak varlıktır!
Gerçekte bu seyir, “TEK’in SEYRİ”dir!
Tek bir “an”lık seyirdir bu!
“An”dan sonra an, “dem”den sonra dem vardır sanmayalım!
“An”, Tek’tir!.. “Dem”, Tek!..
O “an”, Tek “dem”! Amma... Değerlendirebilecek olan “saflaşmış bilinç” noktasında kendimizi bulabilirsek!
Dedik ki;
“Kendindeki sayısız mânâları seyretmeyi diledi ve o mânâlara uygun sûretleri meydana getirdi.”
Nerede?..
Buna, “ilminde” diyebiliriz ancak... Eğer mutlak gerçeği dile getirmek gerekiyorsa!
Elbette, bu kelimelerin mânâlarını iyi anlamak lazım!.. Bu, meydana getirilen “sûretler”, seyretmeyi dilediği “mânâların sûretleri”dir...
Burada, “sûret” derken, “fiziki sûret” anlamayalım! Buradaki sûret, “mânânın sûreti”dir. O sûretleri meydana getiren, “Musavvir”dir!..
Bu, sonsuz ve sınırsız varlıktan söz ederken, O’nun kendinde seyretmek istediği mânâlar derken, şu Dünya’yı ve üzerinde yaşayan 3-5 milyar insanı düşünmeyelim.
Sadece galaksi boyutunda, yüz milyarlarla ifade edilen güneşler, bunların uyduları ve bunların her birinde var olan sayısız mânâlar söz konusudur. Bütün bunlar sadece bu galaksidendir!.. Bir de bu galaksi gibi milyarlarla galaksi söz konusudur. Ayrıca insanın bedeninde var olan milyarlarla atomun her birinin kendine has mânâsı ve yapısı söz konusu olduğu gibi, galaksi boyutunda da, evren boyutunda da sayısız ve sınırsız varlıklarda var olan, sayısız ve sınırsız mânâlar söz konusudur.
İşte bu ilimle görebilirsek “An” kelimesinin ifade ettiği anlam içinde, “Dehr” kavramı içinde, öyle bir anlam mevcuttur ki, bu boyutta insan, “anılası bir varlık” bile değildir!